Kore Nire
Fahri ErdinçKore Nire Gönderileri
Kore Nire kitaplarını, Kore Nire sözleri ve alıntılarını, Kore Nire yazarlarını, Kore Nire yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ve bizi bu toprağın Köroğlusuna karşı, Mustafa Kemaline karşı sürüyorlar Memet, aç gözünü diyeceğim! Biz Mustafa Kemalcilere karşı yürüyen Delibaş mı olacaktık, Anzavur mu olacaktık, Şeyh Sait mi olacaktık? Biz Muaviye zulmü yapmaya mı geldik buraya? Haçlılar ordusuna mı katıldık, nedir, ne oluyoruz?"
Sayfa 241Kitabı okudu
Elinde, kestiği memenin kanıyla , hemşire Elizabet' in beyaz kepinin alnına bir kızılhaç çizen, sonra aynı kanlı elle onun da memesini avuçlayan ve ak önlükte beş parmağının kan izi kalan Coni ‘yi bana hiçbir ayna güzel gösteremez.
Sayfa 231Kitabı okudu
Mehmetçik, İstiklalde babalarımızın kanıyla çizilen bu yurt topraklarının dışında, Amerika hesabına döğüşmeye mecbur değilsin!
Sayfa 145Kitabı okudu
Nazardan-mezardan, ipten-kazıktan, veremden-vergiden, işsizlikten-kıtlıktan, karakol azabından, sıkıyönetimin gazabından koru beni yarabbi…
Sayfa 49Kitabı okudu
Selam yoktu. Merhaba yoktu. Yalnız "19-9, A K" vardı!
Hürriyete sevdalanan, tutkusunu böyle açıklıyordu. Bu parola günaydın olmuştu, merhaba yerini tutuyordu ve "seni seviyorum" demekti.
Sayfa 91Kitabı okudu
Paşa artık ayağından terliklerini atarak divana çıkmış, Menderes'in duvardaki imzalı portresini indiriyor, bir yandan da karısına soruyordu: “Canıcım, bizde bir Atatürk portresi yok mu?” Karısı taşı gediğine koyuverdi:
“Öyle ya. Atatürk diye parola verdikten sonra giremiyeceğiniz kapı yok!”
Sayfa 348Kitabı okudu
KORE NİRE?
Evet, 269 subay, 395 assubay, 18 askeri memur, 4 sivil memur, 5 imam, 4414 er... hepsi eder... durun, toplamadan, bir de Tugay Bandosu katın efendim. Etti mi 5090? Tamam. Vur davulcu tokmağı! İlk marş,
“Hey gaziler, yol göründü yine garip serime! Nereye?
Kore'ye.
Kore nire? Karar veren niye gitmez acep benim yerime?"
Sayfa 123Kitabı okudu
Menderes...
- “Aman efendim, beş yüzün lafı mı olur! Köylerinde sıtmadan öleceklerine, varsın Birleşmiş Milletler bayrağı ve kumandanız altında Kore'de döğüşerek şehit olsunlar. Biz bunu Memetçik için en yüksek mertebe sayarız. Beş bin isteyin, on bin deseniz de...” - "Bu cömertliğiniz Başkanı çok sevindirecek...” - “O sevinç bize aittir Mister”
Sayfa 121Kitabı okudu
“Efendim, bir Amerikan askerinin günlük masrafı 25 dolardır. Oysa çoğu müttefiklerimizde bu maliyet çok daha düşüktür. Hele, sözgelişi, bir Türk askerinin günlük masrafı bize göre 23 senttir."
Sayfa 118Kitabı okudu
Telefon Gazetesi
“Memleket geri gidiyor bayım, geri! Menderes'in İzmir'de nutuk atmasını bebe patiği kadar harflerle manşetlere çektiriyorsunuz, ama oraya 10 bin askerle 5 bin polisin himayesinde gittiğinden çıt yok. İzmirli kadınlar, “Kaatil, istifa et!” diye bağırarak Başbakanın arabasını sararlar, çocuklarının cesetlerini isterler sizde çıt yok.... Bugün bütün dünyada kurtuluş, bağımsızlık ve barış hareketinin sismografı, Türkiyede bir yaprak kıpırtısını bile kaydediyor!
Ama Anadolu Ajansının sismografı Menderes'in öksürüğü ile Ayzenhaver'in tıksırığından başka bir şey tutmuyor...
Sayfa 84Kitabı okudu
Türkiye'yi bu haliyle ne Anadolu'nun anası tanıyabilirdi, ne de Anıt Kabir'de yatan Atası tanıyabilirdi artık. “Küçük Amerika", “Tekelonya Cumhuriyeti”, “Zamistan”, “Yokistan” gibi isimlerin hiç de allegorik yanı kalmamıştı. Bunlara bir de “Yasakistan”ı, “Copistan”ı eklemek gerekiyordu.
Sayfa 67Kitabı okudu
degismeyenler!!!
“Doğruyu söyliyenin adı komünist, hey Ali Dayı. Gazetecinin söylediği doğruyu, komünist momünist diye gürültüye getirmeğe çalışıyorlar. Doğruyu söyletmemek için. Bize doğruyu yalnız uyurken, düşümüzde söylemek hakkı veriliyor. İşin kökü bu. Komünistler de doğruyu söyler, yalan değil! Ama, yine yalan değil ki, sayın Başvekille başı belaya giren gazetecilerin hepsi komünist değil. Hem canım, bu komünistlik hemen Demokratlar iktidara gelince icat olmadı ya!”
Sayfa 41Kitabı okudu
Adam vuran elini kolunu sallayıp geziyor. Hele yabancıysa, Amerikalıysa, bir de mükafat olaraktan Kapri adasına filan hava değişimine gönderiliyor. Çalıp çırpan serbest. Yolsuzluk yapan serbest. Ve bunlar neden serbest diyen tekmil gazetecilerin başı belada. Hepsi mahkemelik...”
Sayfa 41Kitabı okudu