Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Köşe Bucak Anadolu

Fakir Baykurt

Köşe Bucak Anadolu Gönderileri

Köşe Bucak Anadolu kitaplarını, Köşe Bucak Anadolu sözleri ve alıntılarını, Köşe Bucak Anadolu yazarlarını, Köşe Bucak Anadolu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yakup Kadri'den çıktık, Yaşar Kemal'le yürüyoruz, Tuttum kolundan "Köy Öğretmenleri röportajına çıkmadın! Halide Hanıma onu anlatmaya çalıştım. Karanlığın karşısında gerçekten yapayalnız bırakıldık. Devlet desteklemedi, üstelik düşman oldu. Anadolu'da bir savaşımdır gidiyor. Bu savaşım daha da serteleceğe benzer. Ara sıra bu konularda yazmak bu yalnız bırakılmış arkadaşları desteklemek gerekiyor. O yüzden, epeyce zaman önce aldığım iki kararı sana açıklayacağım. Madem babam babom diyerek şap şup öpüyorsun, bu konularda desteğini isteyeceğim..." dedim.
Benden köy okullarının durumunu soruyor şimdi. "Okulların da öğretmenlerin de durumu harap!" dedim. "Öğretmenlerin yakasından, paçasından tutuyorlar, elinden tutan hiç yok! Devlet din eğitimine önem veriyor. İmam hatip okulları, Kuran kursları açıyor; açanları destekliyor. Demokrat Parti hükümetleri Atatürk reformlarının birer kazanım olduğunun ayırdına bile değil. Devlet kasasından para harcayarak Cumhuriyet düşmanı gericiler üretiyor. Yirmi yıl sonra Cumhuriyet de yurt da ciddi sakıncaların içine düşer..." dedim.
Sayfa 248Kitabı okudu
Reklam
Bak ne kıyımlar, öldürümler oluyor iki yanında? Neden çıkmıyor sesin? Bak ne güzel açılmıştı enstitüler, okuyordu köy çocukları. "Komünistlik!" diye bir yaygara kopardılar, kapattılar, enstitüler gitti!
Hakkı Tonguç'un başlattığı Seferberlik'teki gibi köylü ezilmeyecekmiş. Demokratlar böyle yayım yaptı. Hem de öğrettiler: Şehirli okulunu kendi mi yapıyor? Köylü de kendi yapmasın! O yüzden boş verdiler, şimdi kimse şuradaki taşı alıp buraya getirmek istemiyor.
Eğitimsizlikten!
"Sevindim, bizim köyden çocuklar da yazılmış. Onlar, onların çocukları da yetişince belki aydınlanır önümüz. Yoksa, şu durumda çok karanlıktayız. Atatürk, İnönü büstü günahtır deyen bile var bu çevrede. Örneğin hocalar diyor, diktiğin heykelin canını verebilir misin? Bana ne canından? Ben büst dikiyorum. Büst ne? Resim gibi bir şey. Ne zararı var? Bütün bunlar eğitimsizlikten.
"Yıl 1927'ydi. Büyük Atatürk, Cumhuriyet'in ilk yıllarında, Meclis'e işçi, köylü, esnaf hem de bir ölçüde kadın milletvekili almaya karar verdi.
Reklam
"Bir yargıç Suç ve Ceza'yı okumak zorundadır bence. Onu okumadan bir insan kaç Hukuk bitirirse bitirsin, tam yargıç olamaz!" dedim. "Bu dediğiniz adli tıp kitabı mı?" "Yazınsal değeri yüksek bir roman..." "Romanlar hakkında düşüncemi söyledim."
Öyleyse bende bir hayınım. Çok ciddi söylüyorum!
"Üstüm başım uygun değil, özür dilesem?" dedim. "Üst baş önemli mi? Yurt için çalışan insanlara saygım büyüktür. Kimi oturur oyun oynar. Kimi roman okur. Ben dinlenecek kadar oyuna bir şey demiyorum. Ama aşırısı yurda zarar. Hele roman okumaya tüm karşıyım. Vakit öldürmektir. Vakitler yurdun kalkınmasına gitmeli. Ziyan budur. Hatta roman okumak, yurda ait olan zamanı çaldığından, bir tür hayınlıktır! Bunu çok ciddi söylüyorum..."
Literatür YayınlarıKitabı okudu
Sivas
"Agop; gelir gelmez kafayı çektin herhal?" "Kebapla birlikte iki tek attım tabii! Rakısız o kebaba günah değil mi Fakir? Gittiğim türbenin yanında bahçeler var. Al elma yapraklar; dökülmüş kırmızı iğdeler, hele o sarılar; yüksek, çok yüksek bir gökyüzü; müthiş müthiş, her şey yalnız müthiş Sivas'ta! Göreceksin ne renkler bulacağım; hem de ne resimler çıkacak? Ben aklıma turp sıkayım; niçin hep İstanbul'da yaşadım? Niçin gelmedim hiç olmazsa 10 yıl Sivas'a Burdur da böyle güzel mi Fakir?"
Geri162
629 öğeden 621 ile 629 arasındakiler gösteriliyor.