Köşe Bucak Anadolu kitaplarını, Köşe Bucak Anadolu sözleri ve alıntılarını, Köşe Bucak Anadolu yazarlarını, Köşe Bucak Anadolu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Benden köy okullarının durumunu soruyorlar şimdi."Okullarının da öğretmenlerin de durumu harap!"dedim.Öğretmenlerin yakasından,paçasından tutuyorlar, elinden tutan hiç yok!
Bir süredir Fakir Baykurt'un öz yaşam öyküsünü okuyorum.Köşe Bucak Anadolu serinin dördüncü kitabı.
Ülkemizde; edebiyat, kültür, sanat, politika, eğitim gibi alanlarda adından söz ettirmiş pek çok isme yer vermiş Fakir Baykurt bu kitabında.
Âşık Veysel hasta kızı Zühre'yi tedavi ettirmek için şehir merkezine gelir.
Hastanenin başhekimi dahil,
"Eskiden Ankara sağırdı, şimdi kara gözlük takmasından belli, kör!"
(İsmet İnönü'nün sağırlığı ve Adnan Menderes'in sürekli koyu renk camlı gözlük takmasına atıfla zekice bir alegori)
Gene sarıldı, öptü: "Kimin babası? İstanbul'u gezeceğiz ama gerçekte Nadir Beyi bekleyeceğiz. İçlerinde en koçyiğidi, en tekesi odur! Koçyiğidi diyorum, dikkat et! Adını sevdiğimin Avşar Beyleri... Ulan nasıl yazdın, nasıl koydun o türküyü en sona?
Ulan senin her hecene kurban olsunlar... Cümleler çıkartacakmış, bölümler çıkartacakmış; şuna bak şuna! Şunlara!.."
Masanın üstünden romanı alıp bir iki karıştırdı: "Ne kadar
kestirmeden, dümdüz söylüyorsun gözüne gözüne! En çok sadeliğini sevdim. Böyle roman yazılmadı. Roman değil, dinamit! Bugün anlamazlar. Ömürleri varsa sonra anlarlar. Dinamit diyorum, duyuyor musun?" Derimin üstünden akım geçmiş gibi ürperiyorum. Yeniden okumaya cesaret duymadığım acemilik dolu romanım için bunları söylüyor!
Yaşar Kemal geliyor dediler. Az sonra kocaman gövdesiyle girdi kapıdan.
Fırlayıp kalktım. Sarmaş dolaş olduk. "Vay benim Fakir babom!" diye öptü, sıktı, hem de bağırdı: "Telgrafımı aldın değil mi?" Yanıtımı beklemeden yeniden öpüyor kokluyor. "Dokuz üyeli Büyük Kurulun yedisinin oyunu aldın ulan!" diye bağırıyor. "O gün burda büyük Meydan Savaşı verildi; haberin yok! Vaktimiz olunca anlatırım. Öbür iki üye de senin "Yılanlar'a karşı değildi ama "Aylak Adam"a oy verdiler. Ona ödül vererek toplumcu edebiyatın yönünü bireyciliğe kırmak istiyorlardı. Orhan Kemal karşılarına dikildi. Halide Hanım hem "Yılanların Öcü"nü hem de ödülün artırılmasını savundu: "Yılanların Öcü" gibi bir romana 1000 lira yakışmaz, Cumhuriyet gazetesine hiç yakışmaz dedi.
"Efendim gece yarısı iyi bir haber için rahatsız ediyorum. Ben Cumhuriyet'in Konya muhabiri Sofu Tuğrul. Fakir Baykurt'u kutlamaya geldim. Birkaç dakika girebilir miyim?"
"Biz iyi haberle geleni severiz! Buyurun!" dedim
Eşim gibi, bacanak baldız da kalktı. Sofu Tuğrul yürüdü içeri. Serilmiş yatakları topladık. Duvarın dibine oturttuk kendisini. Bacanağın gözünde gözlükler. Sofu Tuğrul yarışma sonucunu söylüyor: "Yılanların Öcü"yle Fakir Baykurt birinci, "Aylak Adam"la Yusuf Atılgan ikinci, "Ne Ekersen" romanıyla Mehmet Seyda üçüncü.