Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kostantiniyye Muhasarası Ruznamesi

Nicolo Barbaro

Kostantiniyye Muhasarası Ruznamesi Sözleri ve Alıntıları

Kostantiniyye Muhasarası Ruznamesi sözleri ve alıntılarını, Kostantiniyye Muhasarası Ruznamesi kitap alıntılarını, Kostantiniyye Muhasarası Ruznamesi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
macar urban ustanın döktüğü toplar hakkındadır.
Yine nisanın on birinci günü, Türk beyi emeline daha çabuk varabilmek için, toplarını kara surlarının karşısına, şehrin en zayıf noktalarına doğru yerleştirtti. Bu toplar dört mahalde yerleştirildiler; evvelâ haşmetli imperatorun sarayının karşısına üç top yerleştirildi; ve diğer üç topu da pigi ve diğer iki topu da Cresu kapısına koydurdu, ve diğer dört topu da San Romano kapısına yerleştirdi ki burası bütün o havalinin en zayıf kapısı idi. San Romano kapısına yerleştirilen bu dört toptan birisinin güllesi bin iki yüz libre ağırlığındadır; taşı on üç çeyrekliktir ki, güllenin düştüğü yere yapacağı müthiş darbeyi düşünün. İkinci topun güllesi sekiz yüz libre ağırlığında idi, taşı dokuz çeyreklikti; bu iki top bu Türk hânının elinde bulunan en büyük toplardır; diğer toplar daha küçüktür; beş yüz libreden iki yüz libreye kadar, ve daha aşağı ağırlıktadırlar.
sur altında şehit olan arkadaşlarının bedenini bırakmayan yeniçeriler.
Türkler ve bilhassa Türk beyinin askerleri olan yeniçeriler, döğüşmek için kara surlarının altına kadar geliyorlardı, ve içlerinden biri veya ikisi ölünce, o Türklerden derhal diğerleri geliyordu ve ölmüş olan bu Türkleri tıpkı domuzlar gibi omuzlarına alıp götürüyorlardı, ve kendilerinin kara surlarının yanında bulunmalarına ehemmiyet vermiyorlardı; fakat surların üzerinde bulunan bizimkiler; tüfek ve oklarla sırtında ölü türkü taşıyan türke ateş ediyor veya ok atıyorlardı, ve böylece her ikisi de ölü olarak yere yıkılıyordu; ve arkasından diğer Türkler geliyordu ve ölümden hiç korkmaksızın, yerdekileri alıp götürüyorlardı; surların önünde bir türk ölüsünü terketmek zilletine düşmemek için, içlerinden on kişiyi feda etmeği tercih ediyorlardı.
Reklam
kuşatma sırasındaki tarafların lağımcılarına dair.
Alman Yohann Grant, Türklerin birçok tünel teşebbüslerini bertaraf etmiş meşhur tünelci idi. Türklerin dehlizcileri Sırbistanlı idiler ki ekserisi Novoborda’lı idi.
Yine mayısın bu yirmi ikinci günü gece saat birde gökyüzünde fevkalâde güzel bir işaret görüldü; bu işaret, Kostantiniyenin liyakatli imperatoru Kostantine, kendisinin şerefli imperatorluğunun sonlarına doğru yaklaşmakta olduğunu bildirdi ki filhakika böyle oldu, Bu işaret şu şekil ve şartlarda oldu; bu akşam gece saat birde ay doğdu, ve bugün tostoparlak olması lâzımdı; bu ay doğduğu zaman bedirtâm halinde olması lâzımdı, fakat ay doğduğu zaman sanki üç günlük imiş gibiydi ve az görünüyordu; halbuki hava temiz ve pâk bir kristal gibi berraktı; bu ay bu şekilde dört saat kadar devam etti, sonra yavaş yavaş yuvarlak olmağa başladı ve gecenin saat altınsında bedritâm hâline geldi. Bütün biz hıristiyanlar ve dinsizler, bu muhteşem işareti görünce, Kostantiniye imparatoru bundan çok korktu ve etrafındaki asiller de öyle yaptılar; bunun sebebi de, rumların bir itikada inanmaları idi, ki buna göre, gökyüzünde ay bedritâm hâlinde iken işaret vermedikçe Kostantiniye asla kaybedilmiyecekti; işte rumların korkusu bundan ileri geliyordu. Fakat Türkler bu işaretin verdiği neşe dolayısı ile büyük şenlik yaptılar, çünkü kendilerinin zafere ulaştıklarını zannettiler ki hakikatte de esasen böyle oldu.
macar urban ustanın döktüğü top hakkındadır.
Gülleler atıldığı zaman, toprakla yapılmış olan tamirat yerlerine giriyordu. Bu toplar çok büyüktü. Ve içlerinde bir tanesinin ağırlığı bin iki yüz libre idi, yani attığı güllenin ağırlığı; şunu da söyliyeyim ki bu top, surlara ateş ettiği zaman, kara cihetindeki bütün surları şiddetle sarsıyor, hırpalıyor, yıkıyordu; ve bütün şehrin toprağı, ve hattâ limandaki donanma bile bu şiddetli sarsıntıyı hissediyordu. Bu şiddetli gürültü yüzünden, hâmile olan bir çok kadınlar bu darbelerin korkusu ile çocuk düşürdüler; dünyada, bütün dinsizler âleminde bundan büyük bir top görülmemişti ; şehrin o kadar surlarını yıkan top bu oldu.
Rahipler, surların deniz cihetinden takriben bir mil uzunluğunda olan bir kısmını muhafaza ediyorlardı. Ve Konstantiniyede imperatorun yanında bulunan Orhan adlı Türke, maiyetinde bulunan Türklerle deniz tarafından bir noktanın muhafazası tevdi edilmişti; fakat bunlar bir müddet evvel efendilerine karşı isyan etmişlerdi; ve böylece Konstantiniyenin bütün ileri gelenlerine memleketin başlıca mühim noktalarının müdafaası tevdi edilmişti ve bilhassa Chinigo mahallinde çok iyi muhafızlar vardı.
Reklam
İki nisan günü haşmetli imperator, limanda baştan başa, yani Kostantiniyeden Peraya kadar zincir gerilmesini bay Bortolamio Soligo’ya emretti; mezkûr bay Bortolamio Soligo imperatorun emri üzerine zinciri limanda boydan boya gerdirdi; ve bu zincir çok iri ve yuvarlak ağaçlardan yapılmıştı ve bu kütükler birbirine büyük demir kancalarla ve demirden yapılmış kalın zincirlerle bağlanmıştı. Ve zincirlerin daha sağlam ve emin olması için de bir ucu Kostantiniye surlarına, diğer ucu da Pera surları üzerine tesbit edildi.
28 mayıs -osmanlının şehre saldırısının bir gün öncesinde- yaşanan olay.
Biz hıristiyanlar bugün kara tarafından surların mazgallarına konulmak üzere askerleri koruyacak mantelet’lerden (1) yedi araba dolusu hazırladık; bunlar hazırlandıktan sonra meydana götürüldü ve bay baylos bunların surlara götürülmelerini emretti: ve rumlar kendilerine peşin para verilmedikçe bunları asla götürmek istemediler, ve hemen hemen akşama-kadar bu ihtilâf devam etti, öyle ki biz Venedikliler bunların nakli için icabeden parayı kesemizden vermek mecburiyetinde kaldık, ve rumlar hiçbir para vermediler: ve manteletler surlara vâsıl oldukları zaman gece olmuştu ve muharebe için bunlar surların mazgallarına yerleştirilemedi ve sipersiz kaldık; bu da rumların hasisliğinden ileri geldi.
5 Nisan günü gündüz saat birde Mehmet bey Konstantiniyede ordugâh kurdu, takriben yüz altmış bin Türk idiler, ve Konstantiniye surlarından takriben iki buçuk mil uzakta ordugâh kurdular. Yine bu ayın 6. günü Türk beyi adamlarının yarısı ile kara surlarının bir mil yakınına kadar geldi.