Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kreutzer Sonat

Lev Tolstoy

En Eski Kreutzer Sonat Gönderileri

En Eski Kreutzer Sonat kitaplarını, en eski Kreutzer Sonat sözleri ve alıntılarını, en eski Kreutzer Sonat yazarlarını, en eski Kreutzer Sonat yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kısa süre için fahişelik yapanları genellikle aşağılarız, uzun sürdürenlere ise saygı duyarız.
103 syf.
10/10 puan verdi
Reis 1889 yılında nasıl yazdın bunu diye sormak istiyorum. Sen ne yaşadın da bunları yazdın? Bu kadar ne oldu hayatında? Kitaba başlamamla bitirmem bir oldu. Tolstoy yine döktürmüş. Ben Dostoyevski mi, Tolstoy mu ayrımını bir türlü yapamıyorum. Dosto’yu okuduğum zaman tamamdır diyorum işte bu. Sonra Tolstoy’u okuyorum. Bu sefer de Tolstoy öne çıkıyor. O yüzden ikisi arasında seçim yapmaktansa TOLSTOYEVSKİ diyerek olayı bitirmek istiyorum.
Kreutzer Sonat
Kreutzer SonatLev Tolstoy ·  Doğu Batı Yayınları · 201510,7bin okunma
Reklam
“Şehvet düşkünlüğü de fiziksel bir düşkünlüktür, tıpkı morfin, içki, sigara bağımlılığı gibidir. Nasıl ki bir morfinman, bir içkici, bir sigara tiryakisi artık normal bir insan değilse, kendi zevki için birkaç kadınla birlikte olan biri de normal insan değildir artık. Yaşamın sonuna değin şehvet düşkünlüğüne mahkum olmuş biridir.”
“Evet, biz erkekler yalnız bilmiyor değil, üstelik bilmek istemediğimizi de bilmiyoruz. Kadınlar ise biliyorlar, hem de çok iyi biliyorlar. Bizim en yüce, şairane aşk dediğimiz şeyin aslında ahlak yeterliliğinden değil de bedensel yakınlaşmadan, saç tuvaletinden, boyanmaktan, elbiselerinin biçiminden kaynaklandığını bilirler.”
“Oysa işin aslı benim aşkım, bir yandan annesinin ve terzilerinin büyük ustalığı, öte yandan aldığım aşırı kalorilerle aylak yaşantımın doğurduğu bir sonuçtu. Belki de karım öyle bir sandal sefasında, terzilerin ustalıkla diktiği elbiseler içinde olmasaydı, benim karım kötü dikilmiş elbisesiyle evde oturuyor olsaydı, ben de olağan koşullarda çalışan biri gibi normal yiyor olsaydım ve eğer kurtarıcı musluğum o sırada açık olsaydı -ki o sırada tümüyle kapalıydı- ben aşık olmazdım, sonunda başıma da bütün bunlar gelmezdi.”
“İşte, eğer insanoğlu bütün tutkularla birlikte içlerinde en güçlü olan sonuncusunu, cinsel tutkuyu da ortadan kaldırırsa, işte o zaman Peygamberlerin sözleri gerçekleşecek, insanlar birleşecek, insanlık amacına ulaşacak. Böylece yaşamak için de bir nedeni kalmayacak.”
Reklam
“Bizim birbirimize duyduğumuz kin nereden çıktı diye şaşırıyordum, oysa nedeni apaçık ortadaydı: Bu, insanın yaradılışındaki var olan hayvanca duygulara karşı doğal olarak duyduğumuz isyanın sonucundan başka bir şey değildi.”
“.. Örneğin benim için çok basit bir neden bile ondan korkunç derecede nefret etmeme yetiyordu. Bazen ona bakıyor, onun çay koyuşunu, ayağını sallayışını ya da kaşığı ağzına götürüşünü, gürültüyle kaşıktaki sıvıyı içine çekmesini izleyince bir anda öfkem kabarıyor, en kötü bir suçu işliyormuş gibi nefret ediyordum.”
“O zaman biz daha anlayamıyorduk bu aşk ve nefretin hayvanca duyguların yalnızca değişik yöndeki iki ucu olduğunu.”
“Mutsuz insanların şehirde yaşamaları daha iyi. İnsan şehirde yüz yıl yaşasa gene de için için öldüğünün ve çürüdüğünün farkına uzun süre varamaz. Öylesine uğraşacak şeyler bulur ki, hep meşguldür. Toplumsal ilişkiler, sağlık, sanat, çocukların eğitimi ve sağlığı gibi işlerdir bunlar. Şunları ya da bunları kabul etmek, şunlara ya da bunlara gitmek, şunu izlemek, şunu ya da bunu dinlemek gerekir.”
Reklam
Aşık Olmaya Hazır Gençler !!!
Çünkü tıpkı hıyar yetiştirilen seralar gibi âşık olmaya hazır gençler yetiştiren koşullar içinde yetişmiştim.
Güzellik insana her şeyi makul gösterebilme büyüsüne sahiptir.
Güzellik insana her şeyi makul gösterebilme büyüsüne sahiptir. Genç kadın aptalca konuşuyor, sen bunu dinliyorsun ve bunda aptalca bir şey bulmuyorsun. Hatta akıllıca buluyorsun. O konuşuyor, kabaca saçmalıyor ama sen bunu sevimli buluyorsun. Konuşmuyor, saçmalık ve aptallık yapmıyor, ama güzel biri. Bu kez de onun ne denli akıllı ve ahlaklı olduğuna inandırıyorsun kendini.
Çünkü tıpkı hıyar yetiştirilen seralar gibi aşık olmaya hazır gençler yetiştiren koşullar içinde yetişmiştim.
Evet bu bir tartışma değil, bu aslında aramızda gerçekte var olan uçurumun ortaya çıkmasıydı. Bedensel duygularımız tatmin olduktan sonra aramızdaki aşk da sona ermişti işte. Artık birbirimize karşı tamamen yabancı, bencil ve birbirimizden yalnızca kendi çıkarlarımıza uygun bir şekilde nasıl yararlanabiliriz düşüncesindeki iki ayrı insandık. Ben aramızda geçen olaya tartışma diyorum, ama bu bir tartışma değildi. Bu, aramızdaki şehvet duygusunun giderek sönmesiyle içimizdeki gerçek duyguların su yüzüne çıkmasıydı. Bu soğuk ve düşmanca davranışımızın bizim gerçek normal davranışlarımız olduğunu anlayamıyordum bir türlü. Bunu anlayamamamın nedeni de şuydu: İlk günlerdeki bu düşmanca duyguların üzeri tarafımızdan çabucak kapanıyor, yeniden içimizde kabaran duygular, yani şehvet duyguları bunu unutturuyordu.
Oysa kadınların doğacak bebeği taşırken, o tatlı meyveyi beslerken ne yüce bir iş yaptıklarını unutmamak gerekir. O bebekler büyüyecek, yaşayacak ve bizim yerimizi alacaklar. Biz de bu kutsal görevi bozmaya uğraşıyoruz. Hem de ne uğruna?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.