Kristal Kilise kitaplarını, Kristal Kilise sözleri ve alıntılarını, Kristal Kilise yazarlarını, Kristal Kilise yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şimdi ben bu kitabı nasıl ve neye göre değerlendireyim? Gerilmeyi sağlayacak hiçbir olay olmadı.Çok enteresan bir durum. Ne gerilim ne polisiye, gerçekten tuhaf. Polisiye bölümleri oldu bittiye getirip hızlıca geçiştirmiş, dini öğretiler, incilden pasajlar, her sayfası bunlarla dolu ve polisiyenin önüne geçmekle kalmamış resmen türünü değiştirmiş.Kitap tıpkı geçtiği yer gibi, soğuk ve kasvetli. Cinayet var, soruşturma var( yani var mı var) geçmişte yaşanmışlıklar var ama hiç duygu yok. En başından sonuna kadar hissiz bir kitap.
Kristal kiliseden kastının Victor olayı olduğunu düşünmüştüm ama polisiye ve gerilimden ziyade dini bir kitap havasındaydı. Yani incili açıp okumuş kadar olduk neredeyse, bu kadar dozu kaçırmaya ne gerek vardı. İncil, mezmurlar, eski ahit ve hepsinden yapılan alıntılar, İsa şöyle diyor, Markos bunu diyor... Çok saçma ve gereksizdi.O yüzden keyif vermediği gibi sıktı da.Finalde ise birden katili verdi hangi ara keşfettiniz, nasıl o olduğunu anladınız çok tuhaftı yani.
Åsa Larsson || Kristal Kilise #serpilyorumluyor
Polisiye gerilim kitaplarında beni çok az şey rahatsız eder. Kurgunun karmaşık olması, sırlar, dolambaçlı yollardan olaya dahil olmak en sevdiğim özellikler. Kurgunun din üzerine olması rahatsızlık vermez lakin bu kitapta aşırıya kaçan, her cümlenin içerisinde bulunan dini betimleme ve sözleri okumak bir kısımdan sonra yormaya, kitaba aklımı vermemeye başlattı. Halbuki dozunda bahsedilip sürebilseydi cümleler çok keyifli olabilirdi. Zira katilin hiç ummadığım yerden çıkması bambaşka bir bakış açısı verdi bana. Ama o da yine bir yere kadar.
.
Viktor Strandgård, ölmüş ve geri gelmiştir. Tüm ülkede ünü ölüp geri gelen adam olarak yayılmış ve kendini tamamen kiliseye adamıştır. Taa ki bu kez gerçekten ölene, öldürülene kadar.
Olayı araştıran dedektifler, Victor'u son gören kişi olarak kız kardeşinden şüphelenir. Allah biliyor ya çok da müsait bir saflıkta kız kardeş Sanna. Victor ve Sanna'nin çocukluk arkadaşı olan avukat Rebeca'dan yardım isteyen Sanna, aslında geçmişi de çağırmış olur ve hem cinayet hem de geçmiş birbirine karışır. Her şeyin birbiri ile bağlantılı oluşu aslında bir yerde acaba mı dedirtiyor ama okurken karakterlerin çokluğu ile bir yere varamıyorsunuz.
.
Severek okumadım, ikincisini yakın bir zamanda okurmuyum hiç bilmiyorum.
Kalsın biraz kitaplıkta.
.
Çok tavsiye edeceğim güzellikte olmadığı için kusuruma bakmayın canlar, malum kitaplar pahalı :)
.
Okumak Iptiladir Müptelâlara Selam Olsun
Herkesin beni bu kadar sevmesi ne kadar harika, diye düşündü Rebecka. Sana yalan söylüyorlar, seni aldatıyorlar ve kökünü kurutuyorlar, hepsi sevgiden.
"Ani bir kararla izne çıkacağını söylediğinde Måns nasıl bir tepki verecek sence?"
"Hiç. Sadece beni öldürecek, organlarımı parçalayacak ve bedenimle Nybroviken'deki balıkları besleyecek.
Ya sürekli olarak dibe battığını fark edersen? Ya çığlığını durduramazsan? Bir bakmışsın ki elli yaşındasın. Miden ilaçlarla dolmuş. Akıl hastanesine tıkılmışsın. Kafandaki çığlık hiç susmuyor.