Kitap iki bağımsız hikâyeden oluşuyor. Birinci bölüm olan Sarıcalı Ali kurtuluş savaşı yıllarında erkeklerinden ve gençlerinden ayrı kalan bir köyde başlıyor hikayeye. Köye Fransız ordusu gelir ve bir rehber isteyip MARAŞ'ı işgale gideceklerini söyler. Hikâyenin kahramanı Ali ise yaptıklarıyla bölgedeki askerlerimize biraz olsun nefes alma imkanı vermiş ve işgalin önüne geçilmesinde büyük rol oynamıştır.
İkinci Bölüm ise Tarsuslu Mehmet. Hikaye yine Kurtuluş yıllarında geçiyor. Mehmet ve iki arkadaşı köylerinden cepheye yemek taşıyor, askerlerin mektuplarını, mektuplarla beraber sağ olduğu haberlerini de köye getirip gerekli yerlere gönderilmesine yardımcı oluyorlar. Mehmet'in düşünce yapısı ve hikâyenin sonuna doğru gösterdiği tevazu bizlere ve çocuklarımıza büyük dersler verecek nitelikte.
Genel olarak iki hikaye de savaş günlerinden acı tatlı esintilerle dolu. Eser sahibi olan Fazıl Yazıcı Bey'i yeni tanıyor olmamdan ötürü kendimde büyük bir eksiklik hissettiğimi belirtmek istiyorum. Hem ele aldığı dönem, hem dönemi en iyi şekilde anlamamıza yardımcı olacak olaylar silsilelerini seçimindeki titizlik, hem de kullandığı dil hayran kalınmayacak türden değil. Sadece bir küçük tavsiyem olacak, kitap çocuklarımızın anlamayacağı -anlamakta zorlanacağı- bir kaç paragraf barındırıyor. Ufaklıklara bazı kelimelerin, bazı cümlelerin ne anlama geldiğini, neyi ifade ettiğini anlatmanız gerekebilir.
Gönül rahatlığıyla okuyup okutabilirsiniz. İyi okumalar.