Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Küçük Kemancı

Eleanor H. Porter

Küçük Kemancı Gönderileri

Küçük Kemancı kitaplarını, Küçük Kemancı sözleri ve alıntılarını, Küçük Kemancı yazarlarını, Küçük Kemancı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
80 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Küçük Kemancı
Bu kitap bir çocuk ve babasının dağda yaşamlarını sürdürmesi ile başlıyor. David (yani çocuğun ismi) keman çalma konusunda çok yetenekli. Babası artık dış dünyanın zorluklarını göstermek için ve oğlunun büyük bir sanatçı olması için yola çıkıyorlar. 3 gün kadar sonra babası rahatsızlanıyor ve yolda kalıyorlar. Bir araba geliyor ve binip gidiyorlar. O gece barakada duruyorlar. Babası oğlundan keman çalmasını istiyor. Keman çalıyor ve barakanın sahipleri barakaya giriyorlar. Hareketsiz yatan bir adam ve bir çocuk. Maalesef David'in babası ölmüş. Bu ailenin soy adı Holly. Holly ailesi çocuğa evlerinde bakıyorlar. Çocuk zaman geçtikçe arkadaşlar edinip dış dünyayı tanımaya başlıyor. Ardından gelişen olayları okuyunca anlarsınız. Ben daha fazla özet geçmek istemiyorum. Sadece tek oturuşta bitirdim.
Küçük Kemancı
Küçük KemancıEleanor H. Porter · Arkadaş Yayıncılık · 20191,297 okunma
Mutluydum. Ne var ki mutluluğum eve girince uçup gitti. Evin içi, çok duygulu bir kadının elleriyle düzenlenmişti. Çok temiz­di. Çok zevkli döşenmişti. Öğrendim ki evin hanımı bir salgın hastalıkta ölmüş. Yalnız hanım mı? İki de çocuğu ölmüştü. Peş pe­şe gelen bu ölümler, evin beyini, yani ko­ camın arkadaşını çılgına çevirmişti. Onu gördüğümde çok şaşırmış ve korkmuştum. Bir erkek, ancak bu kadar perişan olabilir­di.
Reklam
Biraz sonra arabacı göründü. Riko: “Bana gösterdiğiniz ilgiye, dostluğa çok teşekkür ederim.” dedi. “Bu iyiliğinizi hiç unutmayacağım."
Arabacı her şeyi öğrenmişti. En so­nunda: “Haydi bakalım küçük kemancı, bize bir şeyler çal da içimiz açılsın.” dedi. Riko özenle kemanını çıkardı. Çalmaya başladı: “Dostlarım bakın orada, uzaklarda, Leylakların arasına saklanmış Küçük bir köy görünüyor...”
“Beni iyi dinle kızım. Yaşamın en kötü yanı ümitsizliktir. Tanrıdan ümit kesilmez. Riko bu işin içinden sıyrılmasını bilir. Ne var ki, hiçbir çocuk büyüklerine haber ver­meden böyle işlere kalkmamalıdır.”
Büyükanne onun durumunu anladı. Bir gün İvet’i odasına çağırdı: “Onu ne kadar sevdiğini biliyorum.” de­di. “Unutamıyorsun. Onun kayboluşunda senin hiç suçun yok.”
Reklam
“Bak Riko, güneş ne kadar güzel. Göl pırıl pırıl. Yeryüzünde bundan güzel göl var mı acaba?” “Bu göl gerçekten güzel!.. Ama benim kafamın içindeki göl daha güzel.” Riko’nun gözleri uzaklara daldı. “Hayalimdeki gölün çevresi mor dağlar­ la çevrili. Çamlar daha yeşil gökyüzü ve göl erimiş altın gibi parlak. Gölün kıyısında kocaman kırmızı çiçekler açmış. Her yanı sıcak ve kuru. Deli bir rüzgâr esmiyor. Hiç üşümüyor insan. İstediğin yere oturabilir­sin. İşte benim hatırladığım göl.”
İvet’in çok iyi yürekli bir anneannesi vardı. Birlikte aynı evde kalıyorlardı. Anne­ annesi, İvet’in bu kadar küçük yaşta bunca işi tek başına yapmasına çok üzülüyordu. Ara sıra yanına çağırır ve ona ya para ya da küçük bir oyuncak verirdi.
İvet, dokuz yaşında olmasına rağmen evin tüm işlerin sorumluluğunu yüklenmiş­ti. Zaten ailenin en büyük kızı oydu. En kü­çüğü kundakta yedi kardeşi vardı. Her şe­ye o koştururdu. Ama yine de şikâyet et­meden çalışmayı sürdürürdü.
316 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.