“Belki oradan geçen başka birisi de benim gülümün size benzediğini zanneder. Oysa o tek başına hepinizden daha önemli bir gül. Çünkü onu ben suladım, bir fanusa koydum, bir paravanla korudum. Onu tırtıllarından kurtardım. ( Birkaç tanesini kelebek olsun diye bıraktım.) Yakındığında, sıkıldığında hatta ve hatta sustuğunda bile onu dinleyen ben oldum. Çünkü o benim gülüm.”