En Eski Küçük Tanrılar Sözleri ve Alıntıları
En Eski Küçük Tanrılar sözleri ve alıntılarını, en eski Küçük Tanrılar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Korku tuhaf bir topraktır. Genellikle itaat yetiştirir...
Ben neysem oyum. Başkaları aksini düşünüyorsa, benim elimden bir şey gelmez.
Sayfa 109 - Deli Dolu YayınlarıKitabı okudu
Hep derim ki.. Dünyanın dünya olması için her türden insan gerekir.
Sayfa 161 - Deli Dolu YayınlarıKitabı okudu
"Duyacak kimse yoksa, ormanda yıkılan bir ağaç ses çıkarır mı?"
Sayfa 6
Korku tuhaf bir topraktır. İtaat, o toprakta genellikle mısır gibi sıra sıra yetişir, çevresindeki yabani otları ayıklaması kolay olur. Ama bazen orada meydan okuma patatesleri de biter ve onlar hep yeraltında gelişir.
Sayfa 36Kitabı okudu
Şekiller üç aşağı beş yukarı insansıydı ve dinle meşgullerdi.
Bunu bıçaklardan anlayabiliyordunuz (cinayeti tanrı için işlediginizde, cinayet sayılmıyordu).
Sayfa 285Kitabı okudu
Büyük manivelayı sertçe çekti.Ve kırılan metal elinde kaldı.Herhangi birine yeterince uzun bir manivela verseniz, dünyayı değiştirebilir. Sorun, manivelaların güvenilmezliğidir.
Sayfa 339Kitabı okudu
Şu an bin iki yüz seksen üç adet din kitabı vardı ve her biri -kendine göre, her insanın okuması gereken tek kitaptı.
Sayfa 386Kitabı okudu
"O nedir?" diye fısıldadı.
"Omnia'nın artık doğru düzgün bir filosunun bulunmamasının sebebi" dedi Om. "İşte bu yüzden her zaman bir kaç filozof bulundurmaya değer. Bir an için 'Gerçek mi Güzelliktir, yoksa Güzellik mi Gerçektir' ya da 'Duyacak Kimse Yoksa, Ormanda Yıkılan Bir Ağaç Ses Çıkarır mı' gibi sorular havada uçuşur ve tam sen adamların salyalar akıtmaya başlayacağını sanırken içlerinden biri çıkar ve 'Bu arada, yüksek bir yere dokuz metre çapında parabolik bir yansıtıcı koyup güneşin ışınlarını düşman gemilerine yollamak, optik prensipleri göstermek açısından ne kadar da ilginç olurdu' deyiverir. Her zaman hayret verici yeni fikirler bulur filozoflar. Daha önce de kaldıraç prensiplerini gösteren karmaşık bir araç keşfettiler ve onun, yanan sülfür toplarını üç kilometre uzağa fırlatabildiğini de şans eseri fark ettiler. Ondan önce de sanırım, gemilerin diplerine, ucu sivriltilmiş kütükler fırlatan bir su altı aracı bulmuşlardı"
Brutha diske yeniden baktı. Son ifadedeki sözcüklerin üçte birinden fazlasını anlamamıştı.
"Ee? dedi. "Çıkarıyor mu?"
"Ne çıkarıyor mu?"
"Ses çıkarıyor mu? Kimsenin duyamayacağı bir yerde yıkılan ağaç?"
"Kimin umrunda!"
Zaman bir ilaçtır. Fazlası seni öldürür.