En Eski Küçük Umutlar kitaplarını, en eski Küçük Umutlar sözleri ve alıntılarını, en eski Küçük Umutlar yazarlarını, en eski Küçük Umutlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tophaneli Hasan...
Bakkal Hasan...
Ekonomik sıkıntılar çektiği için artık yaşamla bağı azalmaya başlamıştı. "Ben ölüyorum ve dükkanı size bırakıyorum." Notu yazıp sonra da yırttı attı. Kolay mıydı öyle veda mektubu yazmak. Sahi ya, insan ölmeden önce geriye bırakacağı mektupta ne yazabilirdi ki ya da neyi sığdırabilirdi üç beş satıra?
Yazarın anlattığı kişiler ve olayların yanısıra İstanbul tasvirleri de çok hoşuma gitti. Okuduklarım sanki bir ressamın tablosuna bakar gibi hissettirdi. Öyle güzel ve detaylı yazmış ki, zihnimin içinde belirdi her biri okurken. Bu anlamda yazarın edebî diline hayran kaldım. Bu şehir koynunda kaç insanı doğurdu kaç insanın canına kıydı kim bilir.
Hasan intiharını düşünedursun, bir gün yazar Leyla ile yolları kesişiyor ve o zamandan sonra süreci kendisinin bile yönetmediği günler başlıyor. Bir romanın kahramanı olabilir miydi acaba?
Kitaplarda yazılanları mı yaşıyoruz yoksa yaşadıklarımız mı bir romana konu oluyor bilinmez ama her eserde toplum içinde yaşayan gerçek insanlar var.
Hasan kadar heyecanlandım, romanın gidişatı ile ilgili ister istemez tahminlerde bulunuyorsunuz. Yazarın romana dahil ettiği tüm karakterleri çok sevdim.
"Değmiştir umarım okuduğuna."
"Haaa şu senin son kitabı diyorsun...Beğendim, çok inandırıcı geldi."
"Anladım.Bir romanın beğenilmesi için, yazarının gözaltına alınması şart yani?"
Laf da sokuşturuyordu.Romanı okumuş olmasının mükâfatı bu muydu?