Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Müslümanların Haçlılarla Mücadelesi

Kudüs'ün İstilasından Urfa'nın Fethine

Abdulkadir Turan

Kudüs'ün İstilasından Urfa'nın Fethine Sözleri ve Alıntıları

Kudüs'ün İstilasından Urfa'nın Fethine sözleri ve alıntılarını, Kudüs'ün İstilasından Urfa'nın Fethine kitap alıntılarını, Kudüs'ün İstilasından Urfa'nın Fethine en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sicim gibi gözyaşlarımız kanlarımıza karıştı Merhamete muhtaç olmayanımız kalmadı Kişi için en kötü hâl gözyaşı dökmesidir Savaşın ateşi kılıçlarla kızıştığı zaman
Kont, 1 Ramazan 517/23 Ekim 1123'te es-Sa'di'ye geldi, ağaçları yaktı, halkı evlerinin içinde katletti. Haçlılarla baş edemeyen Halep, şehir içinde Hıristiyanlara karşı bir dizi yeniliğe gitti. Haçlıların o güne kadar Müslümanlara yönelik gerçekleştirdikleri katliamlara rağmen Halep'teki kiliseler açıktı. Kadı İbn Haşşab, Haçlıların Müslümanlara yönelik faaliyetlerine karşılık şehrin önde gelenlerini toplayıp kiliselerin kapatılıp camiye çevrilmesini teklif etti. Teklif kabul görünce Büyük Kilise, Serracin Mescidi; Haddadlar Kilisesi, Haddadlar Mescidi olarak dönüştürüldü; sonradan İbn Mukkadem Medresesi olarak açılan bir kilise de aynı dönüşüme tabi tutuldu. Bu dönüşümle şehirde sadece iki kilise açık kaldı.
Reklam
Dımaşk'ın demografisi de Dımaşk'ı idare edenlerin İslâm aleminin Haçlılarca istilasına duyarsız kalmasını kabullenemezdi. Halep'in aksine buradaki Sünni yoğunluklu nüfus, cihad etmeyi emîrlerin bir yükümlülüğü olarak görür, onların meşruiyetini bununla ilişkilendirirdi.
Bu savaş, Haçlılara karşı yenilen Müslüman emîrlerin bile iç siyasette kârlı çıktığını, Müslümanların Haçlılarla sadece savaşıyor olmayı bile ödüllendirdiğini göstermiş; Tuğtegin'in şahsında siyasi geleceği önemseyen emîrler için bir perspektif oluşturmuştur.
Bölgenin sıradan Müslümanları, gayrinizami bir savaşla Haçlıları taciz ediyorlardı. Şehirler arası yollarda pusu kurup Haçlılara ani baskınlar düzenlemekle kalmıyorlardı. Gece karanlığında Haçlıların korunaklı konaklarını dahi basıyor, öldürebildiklerini öldürüyor ve zaman zaman onlardan esirler alıyorlardı. Bu akınlar, o kadar yaygınlaşmıştı ki surların ardındaki Haçlılar dışında kimse, kendini emniyette hissetmemişti. Bununla beraber Müslümanlar, ekilecek arazisi sınırlı olan Filistin'de toprağı ekip biçmeyerek Haçlıların açlığa maruz kalmasına yol açmışlardı. Neticede Haçlılar, bu ülkede kalırlarsa ya öldürülecekleri ya da açlıktan ölecekleri korkusuna kapılmışlar ve fırsatını bulan her Haçlı, Filistin'i terk etmeye başlamıştı.
Sultan Mahmud, 525/1131'de ölmüş; bu vakada Irak'ta yeni bir iç çatışma süreci doğurmuştu. 526/1132'de Mahmud'un oğulları Selçuk Şah ve Dâvûd b. Mahmud'a karşı Mesud b. Muhammed Tapar'ı destekleyen Zengî, Selçuk Şah'ın atabegi Karaca es-Sâkî'ye yenildi, yaralı bir halde Musul'a doğru yol alırken Tikrit Kalesi'nde Şazi'nin oğulları Necmeddin Eyyûb ve Esedüddin Şirkûh'un yanında kaldı. Zengî onların iyiliğini görünce daha sonra bu aile Tikrit Kalesi'nden çıkarıldığında ona sığındı. Bu vaka, haçlılarla mücadelede önemli bir yere sahip olan Eyyûbî Devleti'ni doğuran gelişmelerin başlangıcını oluşturdu.
Sayfa 290