Başından beri biliyorum. İnsan yaşamında bazı anlar vardır. Bilirsiniz işte, bir şeylerin hesabını vermek zorunda kalacağınız önemli anlar. Kaçamazsınız.
Adımlarım aheste aheste kalbimin atışlarına ayak uydururken, aklımdan yazacağım öyküyü geçiriyordum. Aslında bir tragedyaydı bu, bir aşk hikâyesi... Kendimden koyacağım çok şey vardı, ama günbatımlarında değil, gündoğumlarında kâğıda döküleceklerdi.
Kendinden bile kopup o hiçbir zaman tarif edemeyeceğim hüznün esaretine atıyordun kendini. Bense sadece bir heveslik sevgili, seni senden alıp götürecek hayalin tomurcuğu oluyordum. Beni görüyordun, ama önemsemiyordun.
Apartman girişine yığdıkları eşyalarının arasında "Satılık" yazısı gözüme ilişti. Aşağıya inip ayağımla yazıyı düzledim. "Satılık" yazısının hemen yanında, küçük puntolarla yazılmış "Ruh" sözcüğünü fark etmediğim için kendimi hiçbir zaman affetmedim.