Bekleriz çöksün diye bizim yorgun devemiz onun ayak izine
Taiflerden geçeriz o'nu yaralayan taş bize de değsin diye
Kaybettiğine küsmüş çölün tam ortasında bir bedevi yalnayak
Şimdi biz nereye göçeriz böyle yetim güllere sığınarak
n'aptım ettim bir bahçeye benzettim de bu şehri yine yetmedi toprak
baştan çıktım bu oyundan, dikişsiz günlerden yunmuş elbiselerden
şimdi çıkıp gidiyorum ey büyürken ki telaş, kendime iyi bak
ses verir gibi yapar buğulu pencerede her akşamüstü hatim
sıralanmış günlerden boşalmış taraçalar günde beş öğün ahşap
bir çiçek sözcük olmuş sarılmış kendisine hep ağlayıp duruyor
sen olmasan allahım o bu kadar toprağın altından nasıl kalkar
nasıl kesilir birden ovalardan sofralara inen buğdayın sesi
bir kere uçup gitti rengi elimde kaldı bir sözcüğü severken
birden karardı gölgem bu servi ormanında kiraz da neyin nesi
Kim derdi ki yanlış yerde indiğimiz bu dünya
Kapısında tüy kanatlı bolca çocuk gezdiren
Adresimiz olacak
Aşermesiz dağ-desenli kumaş yüklü anneler
Büyümeden son oğul ona gök beğenmeye Herkesin kefenine bir terzi bulmak için Nasıl desem
Can havliyle can havliyle can havliyle koşacak
Bekleriz çöksün diye bizim yorgun devemiz onun ayak izine
Taiflerden geçeriz onu yaralayan taş bize de değsin diye
Kaybettiğine küsmüş çölün tam ortasında bir bedevi yalın ayak
Şimdi biz nereye göçeriz böyle yetim güllere sığınarak