Bir kural varsa onu esnetebilirsin. Bir kanun varsa, çiğnenebilir. Şu andan itibaren tüm kuralları çiğniyorum. Çünkü çaresiz insanlar, çaresizce şeyler yaparlar… Mütevazi evinin salonunda, şehrin belki de büyük kısmını gösteren penceresinin önünde şiddetli bir şekilde yağan yağmuru seyrediyordu. Hızla cama çarpan damlalar, çarptıktan sonra hızını kaybediyor nazlı bir şekilde yavaşça süzülüyordu aşağılara doğru. Düşen her damla da oğlunu görüyordu. İki yıl önce tıpkı şu an yağdığı şiddette yağan yağmurla beraber gömmüştü oğlunu toprağa. Unutması mümkün değildi. Aklından bir an olsun çıkarması imkansızdı. Rahmet sadece gelmekle kalmamış, aynı zamanda ondan bir parça alıp götürmüştü. Yağmura ya da yağmuru yağdırana değildi şikayeti, tamamen kendine kızıyordu. Şu an uğraştığı kadar o zamanda uğraşsaydı belki oğlunu kurtaracaktı. Gerçi arada çok fark yoktu ve kızını kurtarıp kurtaramayacağı belli değildi henüz ama kendi kendine işkence ediyordu işte böyle düşünerek. Yoksa hangi baba, hangi durumda çocuğu için her şeyiyle seferber olmaz ki? Düşen yeni bir damlayla bir kez daha iki sene öncesine gitti…