Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kur'an-ı Kerim ve Kısa Açıklamalı Meali

Mahmut Kısa

Kur'an-ı Kerim ve Kısa Açıklamalı Meali Sözleri ve Alıntıları

Kur'an-ı Kerim ve Kısa Açıklamalı Meali sözleri ve alıntılarını, Kur'an-ı Kerim ve Kısa Açıklamalı Meali kitap alıntılarını, Kur'an-ı Kerim ve Kısa Açıklamalı Meali en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hûd Suresi
56. Hiç kimseden korkum yok! Çünkü ben, benim de Rabb'im, sizin de Rabb'iniz olan Allah'a dayandım. Kâinâtta Allah bütün varlıkları alnından tutar ve emrine boyun eğdirir. Hepsinin kaderini tayin Allah'ın elindedir. Her şey, her an O'nun koruma, gözetim ve denetimi altındadır. Elbette Rabb'im, dosdoğru bir yoldadır. Yaptığı her iş doğru, verdiği her hüküm âdildir. Dolayısıyla, doğrulardan yana olanları ödüllendirecek, zâlimlere de hak ettikleri cezayı verecektir."
Yusuf Suresi
111. Gerçekten de, bu anlattığımız elçilerin hayat hikayelerinde, akıl ve sağduyu sahipleri için nice dersler, nice ibretler vardır. Bu kıssaları size bildiren Kur'an, kesinlikle insan ürünü bir kelâm, uydurulmuş bir söz değildir; aksine, kendisinden önceki vahiy, bilgileri -nin bozulmuş kısımları düzelterek onaylamak, insanın hem bu dünyada, hem de âhirette kurtuluş ve mutluluk yolunda ihtiyaç duyabileceği her şeyi açıkça ortaya koymak ve hakka yürekten iman eden bir topluma, hakîkati gösteren bir hidâyet ve rahmet kaynağı olmak üzere bizzat Allah tarafından gönderilmiş son İlâhî Kitaptır.
Reklam
Mâide Suresi
100. O hâlde, ey Müslüman! İnsanın iradesine ve sorumluluk duygusuna seslenerek de ki: "Ey insan; kötü ve zararlı şeylerle iyi ve faydalı şeyler asla bir olmaz, kötü olanların bir çoğu senin hoşuna gitse bile! Örneğin, zehirli mantar güzel görünümlü ve lezzetli, fakat aynı zamanda öldürücüdür. Demek ki, her hoşuna giden şey mutlaka faydalı ve helâl olmadığı gibi, her hoşlanmadığın şey zararlı ve haram değildir. Bu yüzden o, her şeyi bilen Yaratıcının rehberliğine muhtaçtır. Öyleyse ey akıl ve sağduyu sahipleri, Allah'tan gelen emirlere sımsıkı sarılarak kötülüklerden titizlikle sakının ki, kurtuluşa erebilesiniz!
Bakara Suresi
272. Senin görevin, onları her ne pahasına olursa olsun hidâyete erdirmek değildir. Sen sadece uyarmakla yükümlüsün ve dilediğini imana erdirme yetkisine sahip değilsin. Fakat yalnızca Allah'tır, samîmî bir kalple doğruya, gerçeğe ulaşmak isteyeni doğru yola ileten. Ey inananlar! İyilik nâmına yaptığınız her harcama, aslında kendi faydanızadır. Çünkü siz yalnızca Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için harcama yapıyorsunuz. O hâlde, şu müjde ile sevinin: Yaptığınız bütün iyilikler, size tam olarak hem de kat kat fazlasıyla geri ödenecek ve kesinlikle haksızlığa uğratılmayacaksınız.
Al-i İmran Sûresi
191. O sağduyu sahipleri ki, ayaktayken, otururken ve hattâ dinlenmek için uzanıp yatarken, sürekli olarak Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin akıllara durgunluk veren o muhteşem yaratılışındaki hikmet ve anlamı üzerinde derinden derine düşünür ve Allah'a şöyle niyaz ederler: "Ey Rabb'imiz! Sen bütün bunları hikmet ve amaçtan yoksun olarak yaratmış olamazsın. Çünkü Sen, abesle iştigal etmekten uzaksın, yüceler yücesisin! Hikmet ve adâletinin gereği olarak, cennet de haktır, cehennem de haktır; o hâlde, bizi cehennem azabından koru yâ Rab!"
Al-i İmran Sûresi
154.Allah, göğsünüzdeki iman ve samîmiyet derecesini ölçüp sınamak ve yüreğinizdeki korkaklık, bencillik ve miskinlik gibi kötü duygu ve düşünceleri söküp atarak iç dünyanızı tertemiz yapmak için sizi imtihan etmektedir. Hiç kuşkusuz Allah, kalplerin içindeki bütün gizli niyet ve düşünceleri bilmektedir.
Reklam
Nahl suresi
35. Allah'a inanmakla birlikte, birtakım sahte ilâhları itaat edilecek mutlak otorite kabul ederek veya makâm, şöhret, servet ve benzeri değerleri hayatın biricik ölçüsü hâline getirerek Allah'a ortak koşanlar, günahlarını mazur gösterebilmek için diyorlar ki: "Eğer Allah dileseydi irâdemizi elimizden alırdı, böylece ne biz, ne de atalarımız O'ndan başkasına kulluk etmez, O'nun hükmüne aykırı olarak hiçbir şeyi yasaklamazdık! Madem ki bunları yapıyoruz, demek ki Allah buna izin vermiştir." Aslında buraya kadar söyledikleri doğru. Fakat buradan yola çıkarak vardıkları sonuç yanlış: "O hâlde, yaptıklarımız O'nun rızasına uygundur. Öyle ya, Allah bizzat kendisinin izin verdiği şeyi niçin yasaklasın?" Evet, gerçekten de Allah, imtihân hikmeti gereğince insana akıl ve irâde vermiş ve yaptığı kötülüklere derhal müdahale etmeyerek bunları yapmasına izin vermiştir. Fakat Allah'ın bir şeye izin vermesi, ondan razı olduğu anlamına gelmez. O'nun razı olduğu şeyleri öğrenmek için "nelere izin verdiğine" değil, "neleri emrettiğine" bakmak gerekir. Fakat inkârcılar, bunları bile bile hakîkati çarpıtıyorlar. Onlardan önceki zâlimler de buna benzer saçma gerekçelerle insan irâdesini yok sayarak aynı şekilde davranmış ve sonunda azabımızı tatmışlardı! Göz göre göre saçma bahaneler uyduran bu insanlara karşı elçilerin görevi, hakîkati onlara açıkça duyurmaktan başka ne olabilir ki!
Mâide Suresi
64.Oysa Allah ne cimridir, ne de güçsüz! Bilakis, elleri alabildiğince açıktır, kudret ve cömertliğinin sınırı yoktur, lütuf ve nîmetlerini, ezelî ilim ve hikmetine uygun olarak, dilediği kimselere, dilediği şekilde dağıtır. Bazen azılı kâfirleri nîmetlere boğarken, en sevdiği kullarını belâ ve musîbetlere uğratabilir. Zira bu dünya, imtihan yeridir, iyilik ve kötülüklerin tam karşılığının verileceği yer ise, âhirettir. Ama maddî güç ve zenginlikten başka değer ölçüsü tanımayan kâfirler, sahip oldukları geçici nîmetlerin, kendilerinin doğru yolda olduğunu gösteren birer delil olduğunu sanırlar. Hâlbuki, herhangi bir kişi veya toplumun doğru yolda olduğunu belirlemek için, onların dünyada sahip oldukları güç ve zenginliğe değil; doğruluk, erdemlilik, adâlet gibi üstün ahlâkî değerlere ne derece bağlı olduklarına bakmak gerekir. Kaldı ki, Allah, yeryüzünde ilâhî adâleti egemen kılmak için varını yoğunu fedâ eden müminlere, çetin bir mücâdele sonunda bu dünyada güç ve zenginlik de bahşedecektir. Çünkü dünyanın da, âhiretin de maddi-mânevî tüm güzelliklerini size kazandıracak olan asıl zenginlik, bu Kur'an'dır
Bakara Suresi
186. Ey Peygamber! Eğer kullarım sana Beni sorarlarsa, şunu hiç unutmasınlar ki, Ben insana şah damarından daha yakınım. O hâlde, hiçbir aracıya başvurmadan, doğrudan Bana yalvarıp Benden istesinler,çünkü Bana duâ edip yalvaranın yakarışına cevap veririm, onun duâsını işitir, uygun görürsem dileğini kabul ederim. Öyleyse, onlar da benim çağrıma uyup bana iman etsinler ki, böylelikle doğruluk ve olgunluğa ulaşabilsinler.
A'RÂF SÛRESİ
97. Peki, şu anda yeryüzünde hüküm süren dünya toplumları, geceleyin uyurlarken azabımızın ansızın gelip tepelerine çökmeyeceğinden nasıl emîn olabiliyorlar? 98. Veya bu dünya toplumları, gündüz vakti dünyanın zevk ve nîmetlerine dalmış oyalanıp dururlarken, azâbımızın gelip çatmayacağından nasıl emîn olabiliyorlar? 99. Evet, Allah'ın plânından ve bu plân uyarınca mutlaka gelecek olan azabından nasıl emîn olabiliyorlar? Oysa ancak hüsrana mahkûm olmuş bir toplum, kendisini Allah'ın plânına karşı güvende hissedebilir.
692 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.