Kur'an'da Kıyamet Sahneleri
Seyyid KutubEn Eski Kur'an'da Kıyamet Sahneleri Sözleri ve Alıntıları
En Eski Kur'an'da Kıyamet Sahneleri sözleri ve alıntılarını, en eski Kur'an'da Kıyamet Sahneleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Şu kısacık dünya hayatında insan nefesi sayılı, günleri ise sınırlıdır. İnsan doğal bir yaşama arzusu, sınırsız beklentiler ve sonu tahayyül edilemeyen ihtiyaçlarla dolu bir varlıktır. Fakat ölüm onu yakalayacaktır.
Ölecek ve uçsuz bucaksız tahayyüllerini burada bırakacak. Canından çok sevdiği dostlarından ayrlacak.
Sayfa 17Kitabı okudu
İnsan uzun uykusundan uyanınca, iyiliğin yok olup, kötülüğün karşılıksız kaldığı bu ortam ona ağır geldi. Adil bir uluhiyetin varlığına iman, iyilik ve kötülüğün karşılığının verileceğini zorunlu kılar. Eğer bu ceza ve mükâfat bu dünyada karşılık bulmazsa. Ahirette muhakkak hak yerini bulacaktır.
Sayfa 17Kitabı okudu
Yeryüzünü imar eden, irade sahibi olan ve istediğini yapmaya muktedir olan insanın hayatı, sineklerin, sürüngenlerin, siğırların hayatı gibi kısa ve sınırlı olabilir mi? İnsan ömrü, zamanın dişlileri ile yok olan ve ebediyet gibi bir sorunu olmayan bu canlılarınki gibi olabilir mi? Doğrusu hayat düzeninin bu kadar alçalmış olmasını insan kaldıramaz.
Sayfa 17Kitabı okudu
“Yıldızları söndürüldüğü, gökkubbe yarıldığı, dağlar ufalanıp savrulduğu ve peygamberlerin (ümmetleri hakkında şahitlik) vakti tayin edildiği zaman (artık kıyamet kopmuştur). (Bu alametler) hangi vakte ertelenmiştir? Ayırım gününe. (Resulüm! Ayırım gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin! O gün (Peygamber'i ve ahireti) yalanlayanların vay haline! Biz, (bunlar gibi inkârcı olan) öncekileri helak etmedik mi? Sonra arkadakileri de onların ardına takacağız. İşte biz suçlulara böyle yaparız! O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline! (Ey insanlar) Biz sizi dayanıksız bir sudan yaratmadık mı? İşte o suyu, belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirdik. Biz buna güç yetirmişizdir. Bizim gücümüz ne büyüktür! O gün (hakikatleri) yalan sayanların vay haline! Biz yeryüzünü dirilere ve ölülere toplanma yeri yapmadık mı? Yeryüzünde haşmetli dağlar yarattık, sizlere tatlı sular içirdik. O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline! (İnkârcılara o gün şöyle denilir:) yalan sayageldiğiniz azaba doğru gidin! Üç kola ayrılmış, (ama) ne gölgelendiren ne de alevden koruyan bir gölgeye gidin. O, saray gibi kocaman kivilcim saçar. Her bir kıvılcım, sanki birer sarı deve gibidir. O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!" (Mürselât, 8-34)
Sayfa 47Kitabı okudu
Hal böyle iken inkar ederseniz, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek olan bir günden (kıyametten) nasıl korunursunuz? - Müzzemmil 17. Ayet
Sayfa 72Kitabı okudu
Karia suresi (kıyamet)
"İnsanların, ateşin etrafını sarmış pervaneler gibi olduğu gündür."
Sayfa 99Kitabı okudu
Kıyamet Suresi
"İşte, göz kamaştığı, ay tutulduğu, güneşle ay biraraya getirildiği zaman! O gün insan, “kaçacak yer neresi?" diyecektir.
Sayfa 101Kitabı okudu
KİYAMET SURESI
Artık gözünüzü açın! Ne zaman ki can köprücük kemiğine dayanır. “Tedavi edebilecek kimdir?" denir. (Can çekişen) bunun gerçek bir ayrılış olduğunu anlar. Ve bacak bacağa dolaşır. İşte o gün sevkedilecek yer , sadece Rabbinin huzurudur. İşte 0, (Peygamber'in getirdiğini) doğru kabul etmemiş, namaz da kılmamıştı. Aksine yalan saymış ve yüz çevirmişti. Sonra da çalim sata sata yürüyerek kendi ehline (taraftarlarına) gitmişti.”
Sayfa 102Kitabı okudu
Murselat Suresi
İnananlara gelince onlar gölgeler içindedir. Bu defa gerçek gölge, ne üç dallı bir gölge, ne gölgelendirmeyen, ne ateşten korumayan bir gölge... Ve çeşmeler başında... Ateşten kıvılcımlar içerisinde değil.
Sayfa 115Kitabı okudu
Murselat Suresi
“Ey insanlar!) Biz sizi dayanıksız bir sudan yaratmadık mı? İşte o suyu, belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirdik. Biz buna güç yetirmişizdir. Ve bizim gücümüz ne büyüktür! O gün (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!"
Sayfa 110Kitabı okudu