Kur'an'ı Nasıl Anlayalım

Ebu'l A'lâ el-Mevdudi

En Eski Kur'an'ı Nasıl Anlayalım Gönderileri

En Eski Kur'an'ı Nasıl Anlayalım kitaplarını, en eski Kur'an'ı Nasıl Anlayalım sözleri ve alıntılarını, en eski Kur'an'ı Nasıl Anlayalım yazarlarını, en eski Kur'an'ı Nasıl Anlayalım yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz. Peygamber'in ana görevi Kur'ân-ı Kerîm'de belirtillen prensiblerin ışığında hayata şekil vermektir. Hz. Peygamber, Kur'ân'ın koyduğu ahlâkî ilkelerin yaşama geçirildiği bireysel ve toplumsal bir modeli gerçekleştirmek için gönderilmiştir.
Sayfa 62
Gerçek bilgi ise Allah katındadır. Allah'a dayanır ve O'na sığınırız.
Sayfa 65
Reklam
"Kur'ân, Fâtiha sûresi'nden Nâs sûresi'ne kadar Hz. Peygamber'e indirilmiş olan ve kendisine has özellikleri ihtivâ eden seçkin lafızlardan ibarettir." (Zerkânî, Menâbilu'l-İrfân, 11-10) Daha genel tarifi ise şöyledir: "Kur'ân, Hz. Peygamber'e vahiy yoluyla indirilmiş, mushaflarda yazılmış ve tevâtürle nakledilmiş, okunmasıyla i'câz dolu olan kelamdır." (Zerkânî, Menâhilu'l-İrfân, 1/12)
Sayfa 71
Kur'ân-ı Kerîm 23 senelik zaman süresi içersinde peyderpey/parça parça nâzil olmuştur. Nüzül kelimesi -lugat bakımından- "bir yere sızmak ve yerleşmek" anlamına gelir. İnzâl kelimesi ise -lugat bakımından- "birisini herhangi bir yere yerleştirip sığındırmak"; "yüksekten aşağıya yuvarlanmak" ve "bir şeyi yüksekten aşağıya doğru hareket ettirmek" manalarına gelir. Kur'ân-ı Kerîm bir cisim olmadığına göre, onun yukarıdan aşağıya indirilmesi söz konusu olamaz. Kur'ân'ın indirilmesi; "Peygamber'e bildirilmesi" demektir.
Sayfa 72
İbn Teymiye ise der ki: Nüzûl sebebini bilmek âyetin anlaşılmasına yardımcı olur. Çünkü sebebi bilmek, müsebbibini bilmeyi sağlar. (Zerkânî, Menâbilu'l-İrfân, 1/102)
Sayfa 86
Ayet kelimesi, lugatte "apaçık alâmet, işaret ve nişane" anlamlarına gelir. Nitekim, İsrailoğulları'na sor. Onlara nice açık âyetler verdik (Bakara/211) ifadesinde âyet kelimesi, "mûcize" anlamında kullanılmıştır. Yine aynı sürede, Peygamberleri onlara dedi ki: "Gerçekten onun hükümdarlığının alâmeti [âyeti] size tâbûtun gelmesidir" (Bakara/248) ifadesinde "alâmet/belirti" manasına kullanılmıştır. Aynı âyetin devamındaki, Şâyet inananlardan iseniz, şübhe yok ki sizin için bunda kesin bir âyet vardır ifadesinde de kelimenin "ibret" manası kasdedilmiştir. Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin değişik olması da O'nun âyetlerindendir (Rûm/22) ifadesinde ise "burhân ve delil" manasına kullanılmıştır. Biz Meryem'in oğlunu da, annesini de, bir âyet kıldık (Mü'minûn/22) ifadesinde ise "garip iş ve hârika" manasına kullanılmıştır. Bir terim olarak âyet, sûrelerin içinde, başında ve sonunda ayrı olarak bir veya birkaç cümleden meydana gelmiş bir kelamdır. (Zerkânî, Menâhilu'l-İrfân, 1/331)
Sayfa 89
Reklam
Geri113
139 öğeden 131 ile 139 arasındakiler gösteriliyor.