Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kur'an'ın Cevherleri

İmam Gazali

Kur'an'ın Cevherleri Gönderileri

Kur'an'ın Cevherleri kitaplarını, Kur'an'ın Cevherleri sözleri ve alıntılarını, Kur'an'ın Cevherleri yazarlarını, Kur'an'ın Cevherleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hicr, 15/29.
"Ona şekil verdiğim ve ona rûhumdan üflediğim zaman..." âyetinde rûhu, nefhi (üfleme) ve tesviyeyi (şekil vermek) bilmeyen kişi, bu âyeti idrak edemez. Zira bu âyetin bâtinî anlamında pek çok gizli ilimler vardır ki; beşerin çoğu bu ilimleri talep etmek hususunda gâfildir. Hatta bazı âlimler bile bu tür âyetleri işittiklerinde, bâtinî mânâlarını anlamamaktadırlar. Eğer ben ef'alin tafsilatı ile ilgili Kur'ân âyetlerinin delalet ettiklerini açıklama yoluna gitseydim, bu çok uzun sürerdi. Bu itibarla; konuyu özetle zikretmekten başka imkân yoktur. Biz Allah'ın fiillerinin mârifetullahın içerisinde olduğunu işaret etmiştik. İşte bu cümle tüm detayları ihtiva eder. Bizim özetlediğimiz kısımların tümü bölümlere ayrılsaydı, o zaman çok tafsilatlı başlıklara taksim edilmesi gerekirdi. Bu nedenle sen, Kur'ân'ı tefekkür et ve hârikulâde hâllerini araştır ki, önceki ve sonraki ilimlerin cem edilmiş şekline ve önce likli konularına vakıf olabilesin. Bu konuda Kur'ân'ı tefek kür etmek, onun bütününden detayına vâsıl olmayı sağlar. Zira Kur'ân, sahili olmayan ummandır.
Zira insanlar uykudadır, ölünce uyanacaklardır. Onlar ancak öldükleri zaman misallerle ilgili işittiklerinin hakikati ve mânâları onlara inkişaf olur.
Reklam
"Kalpler Rahman'ın iki (kudret) parmağı arasındadır (İstediği gibi çevirir)." Müslim, 2657; İbn Mace, 199; Müsned, 6533.
Kendi ilminin sınırlı olmadığı tek kuvvet Allah'tır (celle celâlüh). Onun ilmi iki husus itibarı ile bizim ilmimizden farklıdır. Birincisi: Onun ilminin sınırlı değildir. İkincisi ise: Onun ilmi, imkân ve kuvvetlere bağlı olarak vücuda gelen ilimlerden değildir. Bilakis var eden ve vücuda ge tiren O'nun bizatihi kendisidir. Kemâl ile ilgili Onun hak kındaki her mümkün, hazır ve mevcut olur.
Reklam
"Benden bir söz duyup da onu ezberleyen ve onunla amel eden kişinin yüzünü Allah ak etsin. Nice bilgi taşınan kişi o bilgiyi aktaran kişiden daha iyi kavrar." (Müsned, 1/437; Şafii, Müsned, 1/14) Çünkü bu kişiler Kur'ân'ı dinlemişler ve görevlerini edâ etmişlerdir. Onlara Kur'ân'ı taşıdıkları ve görevlerini edâ ettikleri için sevap verilir. Onlar bunu kendilerinden daha iyi bilenlere veya bilmeyenlere nakletmişlerdir. Sadece tefsir ilmiyle yetinen, nakledilenleri aktaran müfessir, hem kendisi dinlemiş hem de görevini îfâ etmiştir. Ay nen Kur'ân'ı ve onunla alâkalı rivâyetleri ezberleyen kişinin hem taşıyıcı hem de görevini yerine getiren biri olması gibi. Hadis ilmi de aynı şekilde -kıraat ve tashih-i huruf hariç-tefsir ilmindeki gibi bölümlere ayrılır. Hadisi ezberleyen ve nakleden kişi, Kur'ân'ı ezberleyen ve nakleden kişi gibidir.
Dünya Allah'a yürüyenlerin menzillerinden bir menzildir. Beden ise binektir. Kim yol için hazırlık yapmaktan ve bineğe binmekten gâfil olursa, o zaman yolculuğu tamamlayamaz.
Mutaffifin, 83/15-16.
"Hayır! Onlar şüphesiz o gün Rablerinden (O'nu görmekten) mahrum kalmışlardır. Sonra onlar cehenneme girerler:"
Bu makama (Lâhut), âlem-i hakikat ve tevhid adı da verilir.Bütün âlemlerin kaynağı ve özüdür. Nûr-ul Envar'dır (Nurların Nûrudur). Allah'ın en büyük arşıdır. Allah, bu âlemin özüdür. Buradan aşağı âlemleri bilim ve hikmetle ve adaletle yönetir. Ancak Allah hiçbir şeye istinat etmez. Arş ve diğer bütün âlemler, Ona dayanır. Bütün nesneler kendisinin belirtisi olan, sınırsız, sonsuz Allah'ın yarattığıdır. Kenarı olmayana mekân düşünülmez; Kendisi nesnelere mekândır. İşte en kutsal ve en yüce makam Lâhut'tur. Gerçeklerin gerçeği olan hakikat âlemidir. Bu âlemde, köşk, saray, şekil, sûret denen şeyler olmaz. Orada sadece ve sadece, Allah'ın nuru vardır. Bütün nefislerden ve kötü huylardan kurtulup paklanmayan, bu Akdes (Çok kutsal) makama giremez. Oraya giren ruh, tamamen yok olur. Buna 'Varlıkta yokluk' denir. Sonra Lâhut nûrundan tekrar kudsî bir elbise giydirilir. O kişi Allah'ın kudreti ile yoklukta varlık bulur. Tasavvufta 'Fena Fillah ve Bekabillah' diye adlandırılan durumlar bu hâllerdir.
141 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.