Kürdan
Mıgırdiç MargosyanEn Eski Kürdan Gönderileri
En Eski Kürdan kitaplarını, en eski Kürdan sözleri ve alıntılarını, en eski Kürdan yazarlarını, en eski Kürdan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Senin derdin beni ilgilendirmez, başkasına anlat.
Sahi, bu ülkede insanlarımızın büyük bir çogunlugu hâlâ bir parçacık "kuru ekmek"le geçinip, bir parçacik kuru ekmeğe talim ederken neden "Yarabbi şükür!" demeye şartlanmış, ya da şartlandırılmış? Elin oğlu etine, sütüne, balına, kaymağına ekmeği katık ederken, bizler neden ekmeğimize katık aramakla ömrümüzü tüketiyoruz? Bu işte, bu ekmek işinde bir terslik yok mu? Bu işte bir fırıldak dönmüyor mu? Dönüyor!
Sayfa 44 - Aras yay.Kitabı okudu
Düşünce hürriyeti, ancak "özgür"ce ifade edildigi zaman vardır. İfade edilmeyen düşüncenin hiçbir kıymeti harbisi olamaz. Zaten bunu da en iyi bilenlerin başında "hindi" ler gelmektedir. Çünkü, hep dalgın dalgın düşünürken, ne düşündüklerini bir türlü söyleyemezler...
17 haziran 1998
Sayfa 86 - Aras yay.Kitabı okudu
Hep aynı lagaluga, hep aynı teraneye berdevam: "Bizleri bir kaşık suda boğmak için neredeyse tüm dünya devletleri söz birligi ettikleri içindir ki, içerde de iki yakamız bir türlü bir araya gelmiyor! Türban sorunu dışardan ithal... Kürt sorunu dışardan kaynaklanıyor... Enflasyon ha keza!"
25 kasım 1998
Sayfa 116 - Aras yay.Kitabı okudu
Evet, insanlık tarihi bugüne kadar ne yazık ki çoğunlukla "yapanın yanına kâr kaldığı" kimi kanlı olaylarla doludur. Önemli olan, kin, nefret, intikam duygularına kapılmadan, bu yanlış "zihniyet"in kökünün kazınarak tarihte bu gibi trajik olayların sil baştan tekrar yaşanmaması için insan olarak katkıda bulunmaktır.
22 Ekim 2000
Sayfa 176 - Aras yay.Kitabı okudu
Ey ahali!
Huzurlarınızda açık seçik şunu ifade ederek diyorum kiii, bugüne kadar şu veya bu meydanlarda üzerine tünedikleri kürsü ya da taburelerden, radyo mikrofonlarından seslenerek, televizyon ekranlarından zaman zaman pişmiş kelle gibi sırıtarak ya da "molla" misali ağırbaşlı tavırlarla, birinci hamur renkli gazetelere verdikleri "demeçler"le bizlere yıllardan beri aynı minvalde, aynı teraneyle, "Benim 'aziz' hemşerilerim! diye hitap eden politikacı "kurmay" tayfasıyla, onların çöplüğünde eşelenen "çömez"lerinin hemen hepsi de bizleri babalarının tapulu "malı" gibi gördükleri içindir ki hep "BENİM" vatandaşım! BENİM işçi, esnaf, memur, emekli,dul ve yetim kardeşlerim!" diyerek sesleniyorlar...
Neden? Çünkü onların şuur altlarına kazınmış, o "BEN"cil "EGO" ları var oldukça her şey tamam! Yokluklarında tufan...
26 kasım 2000
Sayfa 189 - Aras yay.Kitabı okudu
Yavuz hırsızların ev sahibini bastırdığı,kimin elinin kimin cebinde olduğu aslında gayet iyi bilinen ve kodamanlar için gani garibanlar için hepten fani bu dünyada ömrümüzü tüketip giderken baki kalan bu kubbede gerçekten hoş seda mı yoksa para para para mı?
"Bakın, benimde üzerine limon sıkılacak bir beynim var ha!"
"İşte beynini arayan gariban!"
"gavur"lara pazar günleri yazı yazdırmak caiz değilmiş!
Neden? Çünkü,"pazar gavurlar azar!"
Veee, elimizi, kolumuzu kelepçeleyip yarin koynuna sokmayan tüm Çarşambaları da gerçekten sel alsın!
Yöre halkı ısınmak için hala"bok"tan medet umuyordu...