… cebindeki üç kuruştan birini dolaylı ve de dolaysız “vergiler”le devlet hazinesine akıtıp silahlanma yarışında “eloğlu”nu fersah fersah sollamaya katkıda bulunurken, öte taraftan bir sel, bir deprem karşısında feleğini şaşırarak orta yerde apışıp kalanlar…
Kitaplarda “Misak-ı Milli sınırları”nı Edirne’den Kars’a hep çizdik ama, pratikte Ankara’nın ötesini hep “üvey evlat” gibi gördük… Kendimizi kandırmaya hiç gerek yok! Hâlâ memuru, bürokratı, polisi cezalandırmak için “sürgün” yeri Doğu, Güneydoğu…
…nedense önce şu “bahane”leri temizlemeyi akıl edemiyoruz. Çünkü, bahaneye karşı bahane uydurmak en kolay yol! Bu bizim tarzımız, bu bizim yaşam biçimimiz…
Kürdan mıgırdiç margosyan'ın 1997 ve 2000 yılları arasında Yeni yüzyıl ve Yeni gündem gazetelerinde yazdığı yazılarından oluşmaktadır.
Bir yazısında şöyle diyor hemşehrim margosyan: Ey halkım gözünü aç! Ama artık lütfen kapatma! 2021'den 1997'ye dönüp baktığımızda halkımızın gözlerinin hala kapalı olduğunu ve bir arpa boyu yol almadığını görüyoruz. Türkiye aynı tas aynı hamam. Değişen tek şey elimizdeki telefonlar. Kitabı herkese tavsiye eder iyi okumalar dilerim.
KürdanMıgırdiç Margosyan · Aras Yayınları · 201618 okunma