Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Küresel Dünya

George Ritzer

Küresel Dünya Sözleri ve Alıntıları

Küresel Dünya sözleri ve alıntılarını, Küresel Dünya kitap alıntılarını, Küresel Dünya en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Emperyalizm, endüstrinin büyük denetleyicilerinin, kendi ülkelerinde kullanamadıkları ya da satamadıkları sermaye ve malları elden çıkarmak için dış pazar ve dış yatırım imkanları peşinde koşarak artı servet akışı sağlayacak kanalları genişletmek doğrultusunda gösterdikleri çabadır. "
Küreselcilere göre küreselleşme pek çok şey arasında dünyada önde gelen bir aktör olan ulus - devletin bu konumunu kaybetmesine yol açan bir dizi süreci içeriyor. Kuşkuculara göre ise; belirli bir zamanda ortaya çıkmış olan küreselleşmenin artık sonuna gelinmektedir. Son yıllarda ulus devletin kendini yeniden ispatladığını ve merkezi dünya gücü olarak tarihsel rolünü yeniden kazandığını ya da kazanmakta olduğunu iddia etmektedir.
Sayfa 55 - ayrıntıKitabı okudu
Reklam
Pis kapitalistler :)
Kapitalist ülkeler ve şirketler (çoğu Avrupalı) dünyanın dört bir yanına yayılmış ve dünyayı kendi aralarında yaǧmalamış görülmektedir.
Büyük aile şirketleri, ulus-devletlerin yerini alıyor
Hardt ve Negri'yi "merkezsiz" bir Küreselleşme görüşüne sevk eden de zaten ulus - devletin rolündeki bu azalmadır. Yani emperyalizm, ulus-devlet "merkezli" modern bir süreç ve perspektiftir. (İngiltere, Sovyetler Birliği, ABD) ; ancak ulus-devletin önemindeki azalma, küresel ölçekte uygulanacak çok farklı bir kontrol görüşünü gerektirir. Hardt ve Negri'ye göre, bu da emperyalizmin uyguladıǧı ve ulus devletler tarafından hayata geçirilen gücün yerine merkezsiz bir imparatorluk tarafından uygulanan güçtür.
Bütün toplumsal süreçler kendilerini yaratanlar ve içinde yer alanlar tarafından değiştirilmeye açıktır.
Kültürel Emperyalizm
Az ya da çok bilincinde olarak kendisini diğer kültürlere dayatan kültürler.
Reklam
"Küreselleşme çağında.... Ortak insanlık" kendi uzun tarihi boyunca attığı "birçok can alıcı adım arasında en can alıcı olanıyla karşı karşıyadır." Bauman
Küreselleşme, artan akışkanlıkları ve insanların, nesnelerin, mekanların, bilginin büyüyen Çok yönlü akıntıları ile bunların karşılaştıǧı ve yarattığı yapıları içeren gezegen çapındaki bir süreç ya da bir dizi süreçtir; bu yapılar da bu akıntıları engeller ya da hızlandırır...
Iktidarda olanlar aslında gerçekten önemli konuları gasp etmiş haldeyken, diğer insanlara da nispeten önemsiz konular hakkında demokratik bir şekilde karar vermek bırakılmış oluyor: "Demokrasiden geriye kalan ise büyük ölçüde metalar arasında seçim yapmaktan başka bir şey değil."
Aşağıdan Küreselleşme: Küreselleşmeye karşı çıkan ve karşı çıkmak için harekete geçen bireyler aktörler ya da grup olarak aktörler.
Reklam
Emperyalizm çok daha eskiye gider.
Emperyalizm terimi Roma'daki imperium ( Markoff 2007b:609-14) kelimesinden gelir ve ilkkez bu bağlamda bir ya da daha fazla komşu ülke üzerindeki hakimiyet ve politik kontrol ile bağlantılı olarak kullanılmıştır. "İmparatorluk" terimi de İmperium 'dan türetilmiştir ve Roma kanunlarına özgü olan olan politik biçimleri özelikle de liderin (Roma împerator' unun ya da imparatorunun) büyük gücünü ve kanun koyucunun gücü ile yönetilenler arasındaki muazzam uçurumu tasvir etmek üzere kullanılmıştır. (Gibbon 1998)
Çokuluslu şirketlerin ortaya çıkışı.
Dünyanın büyük şirketlerinin izleri, örneğin Almanya, İngiltere ve ABD'de on sekizinci yüzyıl ile ondokuzuncu yüzyılın başlarına dek uzanıyor. Bunlar başlangıçta, bünyesinde yer aldıkları ülkelerle sıkı şekilde baǧlantılıydılar ve işlerinin çok büyük bir bölümünü bu ülkelerde gerçekleştiriyorlardı. Ne var ki, zaman içinde, bu şirketler uluslararası alanda giderek daha fazla iş yapmaya yöneldiler. Böyle yaparken de, duraǧanlaşan ya da azalan karlar nedeniyle kapitalizmin uluslararası pazarlara açılmak zorunda olduğunu, aksi halde yok olacağı yönündeki, Marx'ın ünlü sözünü haklı çıkarıyorlardı.
Katılık, engellerin var olduğu ve bunların da her türden şeyin özgürce hareket etmesini önlemek amacıyla dikildiǧi bir dünyayı tasvir eder. Bu "katı" engelleri yaratmaya en yatkın olan ise "ulus-devlet" ti ( söz gelimi, duvarlar [ örneğin Çin seddi, İsrail ile Batı şeria arasındaki duvar], sınır kapıları ve muhafızlar) ve değişime direndikçe devletin kendisi de artan bir oranda katılaştı. Yirminci yüzyılın büyük bir bölümünde bu durum Sovyetler Birliği ve onun uydu devletlerinde sembolleşmişti;...
Sömürgecilik terimin çok daha geniş bir anlamda, örneğin "kültürel sömürgeciliǧi" içerecek şekilde, kullanıldığını unutmamak gerekir. Bu da "sömürgeci gücün kültürel faaliyetler ve kuruluşlar (özellikle eğitim ve medya) ya da bir kültürün diğeri üzerindeki asimetrik etkisi sayesinde genişlemesi" anlamına gelir. Bu bağlamda kültür, politik ve ekonomik kontrol için bir araçtır.
Emperyalizm
Bir ülkenin başka bir ülke (ya da coğrafi bölge) üzerinde ( bazen toprak fethi aracılığıyla) denetim sağlamak ve akabinde bu denetimi o ülke (ya da coğrafi bölge) ve muhtemelen pek çok başka ülke üzerinde ( örneğin, İngiliz imparatorluǧunun yaptığı gibi) özellikle politik, ekonomik ve bölgesel olarak sürdürmek amacıyla uyguladığı çeşitli yöntemleri tanımlayan kapsamlı bir kavramdır. 1800' lü yılların ortalarında olgunlaşan bir tez ve gerçekliktir. (ancak yine de emperyalizmin tarihi, göreceğimiz üzere, daha da eskiye dayanır.) ve dolasıyla, kökleri de, en azından o zamandan bu yana, ulus-devlete ve ulus-devletin diğer Ulus-devletler üzerinde ve aynı zamanda daha az belirgin olan coğrafi bölgeler üzerinde uyguladığı denetime uzanır.
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.