Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kurşunlanan Türkoloji

Ahmet Buran

Kurşunlanan Türkoloji Gönderileri

Kurşunlanan Türkoloji kitaplarını, Kurşunlanan Türkoloji sözleri ve alıntılarını, Kurşunlanan Türkoloji yazarlarını, Kurşunlanan Türkoloji yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Komünistler genel bir taktik olarak, iktidara gelene kadar "eşitlik, sosyal adalet milletlerin özgürlüğü" gibi kavramlardan bahsediyorlar, ancak sıra uygulamaya gelince durum değişiyordu. Eşitliğin yerini politbüro diktası, sosyal adaletin yerini sömürü, özgürlüklerin yerini ise sürgünler, işkenceler, toplama kampları ve toplu katliamlar alıyordu.
Sayfa 188
A.I.3.4.1.b Çon Taş Katliamı
Sovyetler Birliği coğrafyasında ölümün kol gezdiği, baskı, işkence, sürgün ve hapis cezasının sıradan olaylar haline geldiği 1937-1939 yılları arasında, Kırgızistan'da binlerce insan cezalandırılmıştır. Özellikle Sosyal Turan Partisi üyesi oldukları iddia edilen ve "Türkçü, Turancı, milliyetçi, sistem karşıtı" gibi suçlamalara maruz kalan çok sayıda kişi, ağır cazalara çarptırılmışlardır. Bu katliamlar arasında "Çon Taş Katliamı" olarak adlandırılan bir olay var ki, acısının ve etkisinin hafızalardan silinmesine imkân yoktur.
Sayfa 125
Reklam
A.l.3. SOVYETLER BİRLİĞİ' NDE
Sovyetler Birliği'nde 1930 ila 1950 yılları arasında birçok halk,topluluk ve kişi bulundukları yerlerden sürülerek ülkenin başka bölgelerinde, zor şartlarda yaşamaya mecbur edilmişlerdir. Bu sürgünler, İlk defa, 1931 tarihinde SSCB Merkezi İdare Komitesi ve Yüksek Sovyet Prezidyumu (YSP) tarafından çıkarılan kararname ile toprak sahibi zengin köylülere uygulanmıştır. 1931'den 1933'e kadar toplam 1.317.000 kişi bulundukları yerden çıkarılmıştır. Sadece 1937-38 yılları arasında Sovyetler Birliğinde 1.500.000 insan, siyasi baskıya maruz kalmıştır. Bunlardan 1.344.500 kişi hüküm giymiş, 681.692 kişi de haksız yere kurşuna dizilmiştir. İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Sovyet devletinin izlediği sürgün politikası sonucunda, toplam olarak 3.332.580 kişi yaşadığı topraklardan çıkarılmıştır. 1948-49 yıllarında bu sayı, ölüm, sürgün cezasınıncezasının kaldırılması gibi sebeplerle 2.275.900 kişiye inmiştir. Tüm SovyetlerSovyetler Birliği'nde resmî rakamlara göre 10 milyon insan feci şekilde öldürülmüştür. Ancak doğrudan ve dolaylı olarak öldürülen insan sayısının bu rakamdan çok fazla, 30-40 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir.
Sayfa 51
A.l.2.1 Kıbrıs
24 Aralık 1963'te Kumsal baskını ve 1963 yılı Noelinde Dr.Nihat İlhan'ın ailesinin katliamı gerçekleşir. Bu katliamda, Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alay Doktoru Binbaşı Dr. Nihat İlhan'ın eşi ve üç çocuğu, Dr Nihat İlhan'ın evde bulunmadığı bir sırada, korunmak için sığındıkları banyo küvetinde kurşunlanarak öldürülürler. Savunmasız bir anne ve üç çocuğunun katledildiği bu ev, daha sonra müzeye çevrilmiştir. Bu müzedeki fotoğraflarda, 21 Aralık 1963'te başlayan Rum katliamı sonucu şehit olan kadın, çocuk, genç, ihtiyar, masum sivil insanların olay anında ve yerinde çekilmiş görüntüleri sergilenmektedir. Ayrıca İlhan ailesinin küvette katledilişi ile köyleri ve evleri yakılarak göç etmeye zorlanan Kıbrıslı Türklerin öyküsü yansıtılmaktadır.
Sayfa 42
Türk tarihi bir soykırımla başlar. Çin kaynaklarından öğrenilen bir efsaneye göre,Türklerin atalarıbir savaşta bütünüyle öldürülür,yok edilir. Bu acımasız savaşta,sadece on yaşında bir erkek çocuk sağ kalır. Bir ayağı kesilerek bataklığa atılmış olan bu erkek çocuğu dişi bir kurt bulur ve et getirerek onu besler. Çocuk ergenliğe ulaşınca dişi kurt bu çocukla ilişkiye girer ve gebe kalır. Sonra,komşu ülkenin hanı çocğun yaşadığını öğrenir ve onu öldürmek için tekrar adamlarını gönderir. Gelen kişiler çocuğun yanında bir kurt olduğunu görür ve ikisini birlikte öldürmek isterler. Kurt kaçarak idikut ülkesinin kuzeyindeki dağda bulunan,çevresi oldukça geniş bir mağaraya sığınır. Otlukları,çayırları bol olan bu vadinin çevresi yüksek dağlarla çevrilidir. Kurt burada uyuya kalırve bir süre sonra on oğlan doğurur. Bu on çocuk büyür,başka ellerden kız alırlar. Bu çocukların her birinin soyu bir boy olur. İşte Türklerin soyu bu soykırımdan kurtulan ve dişi bir kurt tarafından beslenen çocuk ile kurttan türeyen nesle dayanır. Kurttan türedikleri için de Türklere Aşna/Aşina veya Asena adı verilmiştir.
Sayfa 19
625 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
TÜRK TARİHİ BİR SOYKIRIMLA BAŞLAR
Değerli bir isim olan Ahmet Buran hocamızın Kurşunlanan Türkoloji kitabını okuduğum için şanslıyım bunu bana tavsiye eden Fatih hocama ise minnet duyuyorum. Kitaba başladığımızda karşımıza gelen o ilk satır, Türk tarihi bir soykırımla başlar diyor. Türk aydınlarının, önemli yazarlarımızın fikir adamlarımızın çekmiş olduğu acı dolu günlerini, işkencelerini, katliamları anlatan ve her Türk gencinin okumasını düşündüğüm bir kaynak. Bu soykırımların çoğunluğu Ruslar ve Çinliler tarafından gerçekleştiğini görmekteyiz. Tarihimizin güçlenmesi için geçmişini tanımak isteyen gençlere önereceğim ilk kitap olacaktır. Kitabı puanlayacaksak 9/10 veriyorum
Kurşunlanan Türkoloji
Kurşunlanan TürkolojiAhmet Buran · Akçağ Yayınları · 2019156 okunma
Reklam
Türk tarihi bir soykırımla başlar.
Sayfa 23 - AkçağKitabı okudu
625 syf.
10/10 puan verdi
·
51 günde okudu
Kitabın adı, ikinci bölümün adından geliyor... İki bölümden oluşan kitabın ilk bölümü de, " Korku Tüneli" adını taşıyor. İlk bölümde; Türkistan, Anadolu, Asya, Balkanlar, İran ve Irak bölgelerinde Türklerin uğradığı zulüm ve haksızlıklar, çok açık, net ve güzel bir şekilde ifade ediliyor. Hiçbir yerde de istenmeyen Türkler; sürgün ediliyor, katlediliyor, yersiz yurtsuz bırakılıyor. İkinci bölümde ise, Türkoloji alanının ve bu alanla ilgilenen aydınların karşılaştığı acımasız ve akıl almaz uygulamalara yer veriliyor. Öyle ki, Türkler kendi memleketlerinde kendi dillerini konuşamaz hale geliyor, edebiyatları yok ediliyor, bir milletin tarihinin ve kültürünün canına kast ediliyor. Her Türk'ün okuması gereken ve Türklerin tarih boyunca çektikleri sıkıntıların farkına varılmasını sağlayan mükemmel bir kitap...
Kurşunlanan Türkoloji
Kurşunlanan TürkolojiAhmet Buran · Akçağ Yayınları · 2019156 okunma
"...Fakat yabancılar sonu gelmeyerek Türklükle karışacak olursa nihayet Türk kanını, bunun neticesinde de Türk seciyesini ve ahlâkını bozar. Bunu fizyolojik bir uzviyetin yabancı maddeleri sindirip eritmesine benzetebiliriz. Bir vücut nasıl yabancı maddelerin ancak kendisine yarayacak olanını hazmedip fazlasını kendinden atıyorsa içtimaî birer uzviyet olan milletler de aynı şekilde harekete mecburdurlar. Fizyolojik bir uzviyet hazmedemediği ve çıkarmaya mecbur olduğu maddeleri çıkaramadığı takdirde nasıl zehirlenirse içtimaî uzviyet olan milletler de temsili kabil olmayan unsurları çıkaramadığı takdirde zehirlenmeye mahkûmdur."
Sayfa 237Kitabı okudu
95 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.