Giysilerden bahset bize! dedi dokumacı sonra.
Şöyle cevapladı o da:
Giysileriniz güzelliğinizin büyük bir bölümünü örtse de çirkinliğinizi saklamaz.
Mahremiyettir giysilerde aradığınız fakat, koşum ile boyunduruk bulursunuz ancak.
Keşke giysilerinizden çok, teniniz karşılasaydı güneşi, rüzgârı.
Zira hayatın nefesi güneşte, eli rüzgardadır.
'Kuzeydir üstümüzdeki giysileri ören' der bazılarınız.
Derim ki ben de, Kuzey rüzgârıdır, evet,
Fakat onun tezgâhı utanç, ilmekleri ise kas tellerinden.
Ve işi bittiğinde güler ormanın içinde.
Unutmayın ki namus, ahlaksız göze karşı kullanılan kalkandır.
Ve o ahlaksız göz ortadan kalktığında nedir namus, zihne vurulan bir pranga, bir artıktan başka?
Şunu da unutmayın ayrıca, Toprak hoşlanır çıplak ayaklarınıza dokunmaktan, rüzgâr ise can atar saçlarınızda dolaşmaya.