Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kürt Bahçesinde Sözleşi

Yalçın Küçük

En Beğenilen Kürt Bahçesinde Sözleşi Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Kürt Bahçesinde Sözleşi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Kürt Bahçesinde Sözleşi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kadına gelince; ben köle kadınla devrim yapamam, küçük burjuva kurnazıyla da devrim yapamam. Bir koca karı ile devrim yapılmaz. Devrim, yiğit kadınla yapılır." (a.ö.)
Sayfa 63 - Başak YayınlarıKitabı okudu
Lenin'in legal Marksistler içindeki konumu, legal Marksistlerle bir ittifak olarak değerlendiriliyor; legal Marksistler, feodal gericiliğe karşıdırlar ve kapitalizmin gelişmesinden olumlulukla söz ediyor ve Rusya despotizmini sarsan Narodnikler ile sert bir ideolojik mücadele sürdürüyorlar. Çarlık gizli polisi, bu nedenle, Bolşevik örgütlenmeyi doğuracak olan bu legal Marksist flört dönemini izlemeyi önemsemiyor; darbelerini Narodnik örgütlenmelere indirmeye çalışıyor. Ancak embriyo halindeki Leninist hareketi de kontrol altında tutmayı ihmal etmiyor.
Sayfa 119 - 1. baskı - Nisan 1993
Reklam
"Bundan da öte sevgi olayı bir sanattır. Sevmek, sanattır. Seven, biraz sanatkar olmak zorundadır. Artist olmalıdır. Artist, Türkiye'de biraz yozlaştırıldığı için kötü anlaşılır, bana göre bir devrimci en iyi artisttir." (a.öcalan)
Sayfa 144 - Başak YayınlarıKitabı okudu
Mevlanacılık, İran Devrimi Sonrası Türkiye'de Hızla Yükselmiştir
İran Devrimi aslında 1980 sonrası bir devrimdi. İran gerçekten islamiyetin yabancı egemenliğine karşı bazı özelliklerini kullandı ve tavır geliştirdi. Bununla ezilenlerin temsilcisi misyonunu üstlendi ve bu tavrıyla İran'da gerici devrim yaptı. Bu gerici devrimle Ortadoğu'daki İslamcıları oldukça etkiledi. Türkiye'de ki İslamcıları da etkiledi. Türkiye ile ilişkilerinde, özellikle 1990'lara kadar olan süreçte Özal'la ilişkilerinde, yoğun çelişkileri vardı. Öyle oldu ki; İranlı temsilciler, "Anıtkabir'e gitmeyiz, Mevlana'yı ziyaret ederiz" dediler ve bunu yaptılar da. Hem de bunu Başbakan düzeyinde yaptılar. Türkiye bu davranışı bile kabul etmek zorunda kaldı. Öyle anlaşılıyor ki İran'a bu yönlü tavizler verdi. İran İslam Devrimi, Türk milliyetçiliğine ve Kemalizme kesinlikle karşıdır.
Sayfa 245 - 1. baskı - Nisan 1993
"Evlilik, en gizli özel mülkiyettir. İster imam nikahı olsun, ister kilisede tamamlansın ve isterse laik yerel yöneticiler tarafından imzalansın, nikah, bir borçlar hukuku sözleşmesidir. Temelinde birlikteliği başlatmak değil, sürekliliğini güvence altına alma kaygısı var. Nikah, sevginin tükeneceği korkusudur. Bu nedenle sevgiyi tüketmektir."
Sayfa 93 - Başak YayınlarıKitabı okudu
"Bana göre, bir devrimin özgürlüğü, oradaki kadının özgürlük değerine ve bir toplumun özgürlük düzeyi de yine kadının özgürlük düzeyine bağlıdır." (a.öcalan)
Sayfa 142 - Başak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Herzog 16-17 Temmuz 1992 tarihleri arasında İstanbul'a geldi.
İsrail Cumhurbaşkanı Haim Herzog ne söyledi: "Siz Kürtlere ne yapıyorsanız biz onaylarız; siz de, biz Araplara, Filistinlilere ne yapıyorsak onaylayın." dedi.
Sayfa 249 - 1. baskı - Nisan 1993
12 Eylül rejimini çok iyi değerlendirmek gerekir Tarikatçılık ve tekkecilik yapmıştır. Evren ve Özal tarikatçılık ve tekkecilik politikasına Öncülük ettiler. Sadece sünni kolunda değil, alevilik cehpesinde de yaptılar. Bir sürü sahte alevi dedesi çıkardılar. Vakıf ve Dernekleri kurdurdular. Evren ve Özal, hem alevicilik yaptılar ve hem de nakşi tarikatını desteklediler. Yaydılar. Hepsini, hem yurt içinde ve hem de dışında örgütlediler. Bugün de emekçilerin saflarındaki alevi etkinliğini istismar etmek için, Sosyal demokratlardan aslen Dersimli olan M. Moğultay'ı bakan yaptılar. En üst düzeyden en alt düzeye kadar buna benzer bir yığın çıkar şebekesi harekete geçirildi.
Sayfa 244 - 1. baskı - Nisan 1993
Bana göre İran'ın iki özelliği var, birincisi büyük bir uygarlıktır. İkincisi Türklerden çok daha güçlü emperyal yayılmacı devlettir. Üstelik Türklerin kendilerine bir güveni yoktur. İran'ın ise müthiş bir kendine güveni de vardır. Bunu Türklerde daha yeni yeni ön plana çıkarıyoruz. Bence gerçekten İran'ı küçümsememek lazım. Bir; Çok büyük bir kültürdür. İki; 2500 yıldır emperyalisttir. Dediğimiz gibi İslamcılığı her zaman yayılmacılığın tarihi olarak kullanır. İslamcılık şu anda bile yayılmacılığın aracı durumundadır. Türkiye'de de öyledir. Bakın bu Sovyetler çökünce, Türkiye de hemen "Orta Asya'ya gidelim" diye, İslamcılığı öne çıkardı. Ancak orada İran daha tecrübelidir. Tacikistan, Kazakistan, Azerbaycan, Afganistan ve hatta buralara kadar da gelmiş durumda. İslamcılık baştan beri bunlar için emperyalist ideoloji olarak düşünülmüştür. Türkler 1000 yıldır saldırılarını, bu İslamcı ideolojiyle sürdürüyor. İran da sürdürdü. Araplar zaten sürdürdü. İran'ın ki açıktır. Milattan önce en büyük emperyal güçtür. Biz Kemalist ideolojiyle yetişenler kendimizi hep Batı'nın karşısında küçük görmüşüz ve bu nedenle tüm Doğu'yu küçümsüyoruz. "Bir ulus oldunuz, ama çok dar bir ulusçuluğunuz var". Türkler için söylüyorum. Türk ulusçuluğu çok dar bir ulusçuluktur. Aşiret şovenizmine benzer bir şovenistliktir. Kemalizm en dar, en içeriksiz, halk boyutu olmayan aşiretlerin biraz ilerisinde bir şoven ulusçuluk anlayışıdır. O açıdan bu kadar şoven olan yani gözü kendisinden başka bir şeyi görmeyen yapısıyla İran’ı, Avrupa'yı anlaması mümkün değildir.
Sayfa 196 - 1. baskı - Nisan 1993
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.