Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kürt Dosyası

Uğur Mumcu

Öne Çıkan Kürt Dosyası Gönderileri

Öne Çıkan Kürt Dosyası kitaplarını, öne çıkan Kürt Dosyası sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Kürt Dosyası yazarlarını, öne çıkan Kürt Dosyası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mareşal Fevzi Çakmak
Mareşal, "Dersim İslahı" için ilk aşamada şunları önerir: A — Ana yolların inşası B — Silahların toplanması C — Reislerin, bey ve ağaların, seyitlerin bir daha gelmemek üzere Batı Anadolu’ya gönderil­meleri D — Reisler alındıktan sonra halkın da en şerir olanların Dersim’den uzak ovalara şevki ve öz Türk köyleri içine dağıtılmaları, Dersim’de kalacak olanları da reislerden alınacak olan araziye bağla­mak teşkil eder. Mareşal Çakmak, Dersim’den çıkarılmaları gere­ken aşiret reislerinin adlarını tek tek saydıktan sonra ikinci aşamada da şu önlemleri sıralıyor: A — Düzeni sağlamak için dağ livası (iki alay­ dan oluşan askeri birlik) bulundurulması, B — Gereken yerlere blok havuzlar yapılması, C — İdari yapıyı yeniden düzenleyip iyileştir­mesi, D — Yerli memurların tümüyle çıkarılmaları, Dersim’e iyi memurların tayini, E — Yüksek memurlara adeta koloni İdarele­rindeki yetkilerin verilmesi, F — Propagandaya kuvvet verilmesi ve Türk­lüğün telkini, G — Kürtçe yerine Türk dilinin yerleştirilmesi için gereken bilimsel ve idari yetkilerin alın­ması. Mareşal Çakmak «özetle» diyordu: 1 — Dersim’de bugünkü durumun devamı teh­likelidir. Bu durumun devamı Dersimlilerin mane­ viyatlarını kuvvetlendiriyor, 2 — Dersimli okşanmakla kazanılmaz. Silahlı Kuvvetlerin müdahalesi Dersimliye daha çok tesir yapar ve iyileştirmenin esasını oluşturur, 3 — Dersim önce koloni gibi ele alınmalı, Türk toplumu içinde Kürtlük eritilmeli, ondan sonra ve yavaş yavaş öz Türk hukuku uygulanmalıdır.
Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi
"Gün doğduhep uyandık/siperlere dayandık/uğruna al kanlara boyandık"
Reklam
Öcalan, o günlerde Mahir Çayan’ın kitaplarını ve yazılarını okur ve çevresindekilere "Mahir Çayan ile Deniz Gezmiş’in gerilla yöntemlerini birleştirmek gerektiğini" söylerdi.
Uğur Mumcu'nun bu son çalışması ne yazık ki, tamamlanmış değil
Tutuklu bulundukları İstanbul Kartal Askeri Ceza­ evinden tünel kazarak kaçmayı başaran Çayan ve arkadaşları, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nolu Askeri Mahkemesince ölüm cezasına çarptırılan De­niz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin inan hakların­daki kararın infaz edilmemesini isteyen bir bildiriyi Ünye'de kaçırdıkları ingilizlerin şifreli kasasına bırak­mışlardı. _____________________________________ Mahir Çayan ve arkadaşları, 26 Mart 1972 günü Ünye Radar Ussü'nde çalışan biri Ka­nadalı, ikisi İngiliz üç teknisyeni kaçırıp Tokat’ın Niksar İlçesi Kızıldere köyünde muhtar Emrullah Arslan’ın evinde saklanmışlardı. Rehin alınan elleri arkalarından bağlanan teknis­yenlerde Çayan'ın arkadaşlarınca hemen orada kur­şuna dizildiler.
Türk yörükleri, kendilerine özgü töreleri, ilkeleri ve üretim biçimleriyle Osmanlı zamanında "bir kalem vergiden başka hiçbir mana ifade etmeyen anlaşıl­maz bir alem olarak" kendi kendilerine yaşadılar. Osmanlı yönetimi aşiretler için de özel bir siyaset izledi. Neydi bu siyaset? Gerekçede bu siyaset şöyle anlatılmaktaydı: Aşiretleri, kendi hallerine bırakmak, hatta re­isler ve ağaların aşiret üzerindeki nüfuzlarını artır­mak ve onları, ağalar ve beyler aracılığı ile Hükü­mete bağlamak, gerek birbirleriyle gerek yerleşen halk ve aralarındaki uyuşmazlık ve çelişkileri bes­leyerek ve sürdürmek mutlak yönetimin başlıca si­yasetiydi. Eski ve yeni Osmanlı yönetiminin bütün yasaları, fermanları ve fetvaları, aşiret ağalığı, bey­liği, tıpkı aramızda bir komün idaresi özerkliği ve belediye başkanlığı şeklinde görmüş ve tanımıştır. Meşrutiyetin ilanından ve Balkan Savaşı’ndan son­ra İçişleri Bakanlığı’na bağlı göçmenlerin yöneti­minin faaliyetleri arttı. 1914 yılında aşiretlerin yö­netimi de göçmenlerin yönetimi kapsamı içine alındı.
Reklam
30 Haziran 1972 bu urfalı öğrenci kim acaba ?
"Olayla ilgili olarak 68 kişinin ifadesine başvurulup 20'yeyakın kişi tutuklandık. 10 kişi de gözaltından serbest bırakıldı. Bu kadar kişiden halen sadece iki kişiden biriyim. Tahliye edilenlerden daha ağır bir fiilin faili olduğumu ispatlayacak sıhhatli bir delil yoktur. Bana isnat olunan suça delil olarak okulda şahsıma karşı kişisel husumeti olan kişilerin ifadesine başvurulduğu, bu ifadelerin sıhhat derecesi kendiliğinden anlaşılacaktır.Eğer tanık olarak rastgele kişiler dinlenseydi hakkımdaki bu isnatların tutarsızlığı anlaşılacaktı. Okulda meydana gelen olay bir toplum olayıdır. Toplum olaylarında , olayın müsebbibini tayin maddeten imkansızdır. Birtakım tahminlerle suça suçlu temini adaletle bağdaşmaz. Maalesef suç bana mal edilmiş bulunmaktadır. İlerde olay aydınlandığı zaman suçsuz olduğum anlaşılacaktır. Haziran imtihanını kaybettim. Eylül döneminin de yaklaştığı şu sonsıralarda tutukluluk halimin devamının telafisi güç daha ağır sonuçlar doğurmaması için mağduriyetime mahal verilmemesi, tutukluluk halimin kaldırılıp tahliyeme karar verilmesini saygıyla arz ederim." Bu dilekçeyi veren Urfalı öğrencinin adı Abdullah, soyadı Öcalan'dı.
159 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Türkiye’nin yetiştirdiği en korkusuz kalemlerden olan Uğur Mumcu’nun son araştırması olan Kürt dosyasını ne yazık ki tamamlayamamıştır. Çok eksik belgeler ve çoğu konuyu bitirememiş olan yazar eksik konu ve belgeler ile yazarı tanıyanlara göre kötü ama diğer araştırma kitapları ile kıyaslanacak olursak normal bir kitap çok derin bir konuyu bu kadar sade ve basit ancak bu kadar anlatılır. Işıklar içinde uyu
Uğur Mumcu
Uğur Mumcu
Kürt Dosyası
Kürt DosyasıUğur Mumcu · Tekin Yayınevi · 1996993 okunma
İsmet Paşa’ya «İnönü» soyadı 26 kasım 1934 tarihinde Atatürk tarafından verildi. Bu tarihten son­ra resmi yazışmalarda «Başvekil İsmet Paşa» değil «Başbakan İsmet İnönü» olarak adlandırıldı.
Ne güzel demiş, Mülkiye müfettişi Hamdi Bey.
"Cehaletin, geçim darlığının, iç ve dış aldat­maların, Kürtlük eğilimlerinin, son irtica hareketinin tedipten doğan intikam hislerinin, dini ve içti­mai devrimler vesilesiyle kara kuvvetlerin uyandır­dığı kötü telkinlerin etkisi altında bulunan avam halk, reis, şeyh, bey ve ağanın esir ve oyuncağıdır. Şekavet bunların kışkırtması ile olmaktadır."
409 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.