“Kadın bedenine karşı duyulan itibar, anasoylu dünyadan neolitik döneme aktarılan bir mirastı. Kadının doğurganlığı nüfus için yeni emek gücü, toprağın doğurganlığı ise yaşam için besin kaynağı anlamına geliyordu. Kadının ve doğanın yaratma kabiliyetinin verimi, eski toplumlar için vazgeçilmez bir gereklilikti. Çünkü ölümün karşısında durabilen tek güç doğurganlıktı.”