Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç

Hüseyin Rahmi Gürpınar

En Yeni Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç sözleri ve alıntılarını, en yeni Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gerçek
Her gerçek kaybolduktan sonra geriye hayalden başka ne kalır? İşte bu da öyle olmuştu.
Sayfa 157Kitabı okudu
Kadınlar
İrfan Bey'in kadınların ruh hallerine dair geniş bir bilgisi vardı. Daha yedi sekiz yaşında bir çocukken annesiyle birlikte mahalle camisine vaaz dinlemeye gittikleri vakit vaiz efendi mesela Hz. Yusuf'u anlatır, fakat menkıbeyi tamamlamaz, Hz. Yusuf'u kuyuda bırakırdı. Mesela vaaz Aksaray'da Kara Hamdi Camii Şerifi'nde kuşluk vakti veriliyorsa, hikâyeyi öğleden sonra İyciler Camii'nde anlatacağını belirterek kürsüden inerdi. Konu pek meraklı bir noktada bırakıldığı için bütün o kadın cemaati şeyh efendinin arkasından ayrılmaz, diğer camiye kadar giderlerdi.
Reklam
Kuyruklu yıldız
Emeti Hanımcığım, bu kızlar fıkır fıkır ne konuşurlar?" "Aa, ilahi evladım, ne konuşacaklar? Söyleştikleri ya aşktır, ya koca! Kıyametler kopsa onlar başka şey düşünmezler. Onlar öyle kuyrukludan filan korkacak toylardan değiller... Geçen gün Mebrure'yi işittin mi? Ah, kuyruklu gelse de kuyruğunu okşasak, demiyor muydu? Çatacak yıldızı Van kedisinden beter ettiler.
"Ömrün bu zulüm ve saldırılarını, düşmanlık ve sefaletlerini görmektense, gençliğin ilk aldatıcı neşeleri içinde şu dünyadan çekilip gitmek daha mutluluk değil mi?"
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
Her sonbaharda birbiri üzerine dökülen uzak ağaçlar gibi insanlar da birbirini izleyip toprağa yatarak yok oluyorlar. Bu değiştirilemeyen umumi bir kanun...
Evet, beyefendi, ölümden korkarım. Onun pek korkunç ve sıradan insanları ürküten bir şekli vardır. İşte ondan ödüm kopar. O can çekişmeler, o son nefes, ölünün rahat döşeğindeki başından ayaklarına kadar örtülü donmuş vaziyeti, sonra o hazırlıklar, camiden gelen o koca kazan, sacayak... O bahçenin ortasına çatılarak tüten ocak... Şekillerindeki kasveti hiçbir şeye benzetemediğim o teneşir, tabut... O toprak kaplar, lifler, pamuklar, aselbent, öt ağacı kokuları, ölü yıkayıcılar... O içten içe yürekleri yakan cemaat, o temize çıkarmalar, dualar, o feryatlar, o ahlar... Bu yaslı hazırlıklardan sonra sekiz on adımda bir değişen dört kişinin dindar sırtlarına binerek taze kazılmış o siyah çukurun başına kadar götürülmek... Daha sonra o cemaatin hüzün ve ibret dolu bakışları önünde iplerle bir ahiret çukuruna indirilerek bütün seni sevenler tarafından çürümeye bırakılmak...
Hayalin lezzeti gerçeğe dönüşmesinde değil, o ilk şeklini korumasındadır.
"Aman ya Rabbi! Daha yüzünü görmediğiniz bir kızı bu kadar sevmek... Garip şey... Dünyada neler oluyor?"
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.