Oluşturulmuş bir algı vardır. “Sağcılardan sanatçı çıkmaz.” Hayatımda ilk defa bu dergiyi okudum. Franz Kafka’nın dediği gibi edindiğim bilgilerin “Beynimdeki donmuş denize indirilmiş bir balta” etkisi yarattığını söyleyebilirim.
Dergide ilk önce Filistin meselesi üzerinden bilgiler veriliyor.
İlerleyen sayfalarda kaliteli fizikçilerden Enis Doko’nun röportajı, ardından Yuval Noah Navarri’nin ve Roy Kurzawall’ın kitaplarına, Transhümanizm ve tekilcilik akımlarına karşı yapılan eleştiriler bulunuyor. Big Data, neuralink ve suborg meselesi bilimsel bilgilere dayanılarak eleştiriliyor. Emin Kır Hoca’nın ve Sümeyye Kuşakçı’nın röportajları da okunmaya değerdi.
Derginin bu sayısında genelde insanın tanımlanmasına yönelik bilimsel ve felsefi bilgiler vardı. Araya edebiyattan eleştirilerde katıldığında yazılar ortaya güzel bir harmanlama çıkarıyordu. Örneğin, okudukça İslam filozoflarının insanı tanımlamasıyla transhümanizm’in insanı tanımlama çabası arasındaki farkları net bir şekilde görebiliyorsunuz. Eğer bilime, felsefeye ve edebiyata ilginiz varsa keyifle okuyabileceğiniz bir sayıydı. Eğer fırsatınız olursa Emine Işınsu adına yapılan söyleşiyi de okumanızı tavsiye ederim. Kısacası dergide başlık ayırt etmeden hepsini okusanız iyi olur. Son zamanlarda okurken en keyif aldığım dergi sayısıydı. Keyifli okumalar.
