“Dinin varlığını sürdürmesini önce Selçuklulara borçluyuz, sonra onlardan bayrağı devralan Osmanlılara. Hülasa çağdaş küresel yapının kendi iktidarını tesis etmesi için Türk’ü ortadan kaldırması gerekmiştir.”
Yurdum ırmaklar ile denizler ile dolsun
Gökteki güneş ise yurdun bayrağı olsun
İlimizin çadırı, yukarıdaki gök olsun
Dünya devletim olsun, halkımız da çok olsun!
Hiçbir sosyal hazırlık aşamasına gerek görmeden, Osmanlı yerine yeni bir ulusa, üstelik "kafatasının en geniş transvers kutrunun uçlarından her biri... şu kadar... desimetre olan bir ırk" için referans kelime olarak kullandığın zaman sebep olduğun fakirliğin bir başka boyutu olarak nice allameleri, nice profesörleri, nice okur-yazarı bir gecede okumaz-yazmaz hâle getirirsen...
Onlara yeni bir "hars" kazandırmak için, yeni bir tarih, yeni bir uygarlık kazandırmak üzere enstitüler açarsan, işte ne güzel ortaya bir "şey" çıkarırsın. Bununla övünmek için şiirler yazdırırsın; destanlar icat edersin, ama elinde Turkish Delight misali, lokum benzeri, kağıt helvayı andıran bir yokluk kalır.