Batılı halkların mücadelesi insanı,toplumu ve devleti, ezici kutsalın hakimiyetinden kurtarmaya yönelirken Müslüman halklar da çağdaş mücadelesinde insanı, toplumu ve dini, toplumu ezen modern devletin hegomanyasından kurtarmaya yönelmiştir.
Tarihçi Toynbee'nin ifadesiyle; İslam'ın insanlığa hediyesi olan bu coşkun kaynak, Batı ırkçılığının aksine yükselmeye açık bir İslam toplumunun kurulmasını sağlayan tevhid ilkesinden doğmaktadır.
İslami düşüncede devlet; milliyetçilik, ırk, dil yada tarih üzerine kurulmaz. Çünkü bu karınca ve arı topluluklarına benzemek demektir ve böylece topluluğa aidiyet ırka aidiyetle sınırlandırılmış olur.