Laisizm'den Milli Sekülerizm'e

Durmuş Hocaoğlu

Laisizm'den Milli Sekülerizm'e Konusu

"Laiklik ve Sekülerlik, bizim aydınlarımızın bir çocuk tekerlemesini andırır tarzda dillerine pelesenk ettikleri din ve devlet ayrımı yahut da din işleri ve devlet işlerinin ayrımı basitliği ile ifade edilemeyecek kadar derinlikli konulardır. Bu derinliğin göstergelerinden birisi de, bu kavramların tarihin belirli bir döneminde, birden bire, apansız ortaya çıkmış, boşlukta vücut bulmuş, toplumdan tecrid olmuş bazı entellektüellerin sırf bir zihin egzersizi olsun diye ürettikleri soyut birer kavram olmayıp, tarihin derinliklerinden ve birçok unsurla karmaşık bağlantılar kurarak, gelişerek günümüze ulaşan, nesnel içerikleri olan kavramlar oluşlarıdır. Bunun içindir ki, laiklik sekülerlik'in içinde doğup gelişmiş olduğu toplum olan Batı toplumunun bu sağlam çerçevesinde, tarihsel ve kültürel arka-planın irdelenmesi ve keza, felsefi bir tahlili faydalı ve hatta elzem olacaktır. Batı medeniyeti, yeryüzünde bugüne kadar insanlığın hayatına en derinlemesine nüfuz etmiş, en büyük etkiyi yapmış olan bir medeniyettir ve yine o, kendi özgürlükleri yanında, bütün insanlık için ortak olan ve ya olabilen, evrensel ve değerler ve normlar keşfetmiştir. Onun bu niteliklerine ve özellikle derin etkisini sağlayan gücünün gerçek kaynağını anlamadan girişilecek her teşebbüs akamete uğrayacaktır. Batı'yı Garp yapan temel, "Dünyevileşme" meselesini kendi özgün şartları çerçevesinde çözüme kavuşturmuş olmasıdır. Bu çözümün sonuç şekli, sanayi medeniyeti denen modelsiz ve örneksiz medeniyet ve onunla yakın bir bağlantı içinde olan laiklik/sekülerlik olmuştur. Yani konu, son analiz safhasında "Dünyevileşme Problemi"ne indirgenebilmektedir. Biz bu çalışmada, esas olarak dünyevileşme probleminin Batı'da ki çözüm tarzı olan laiklik ve sekülerlik'i inceleyecek ve oradan kendi modernitemize geçişin yolları üzerinde duracağız.
Tahmini Okuma Süresi: 18 sa. 34 dk.Sayfa Sayısı: 655Yayınlanma Tarihi: 1995Yayınevi: Kocav Yayınları
ISBN: 9786056070754Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Puan

1010 üzerinden
2 Puan · 0 İnceleme

Laisizm'den Milli Sekülerizm'e Yorumları ve İncelemeleri

Tümünü gör

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 5.9
Erkek% 94.1
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Durmuş Hocaoğlu
Durmuş HocaoğluYazar · 6 kitap
1948 yılında Bayburt'ta dünyaya gelen Durmuş Hocaoğlu 1974 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Elektrik Mühendisi olarak mezun oldu. 1982 yılında mühendislik mesleğini terketti ve Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Fizik Bölümü'ne öğretim görevlisi olarak girdi. O tarihten sonra Felsefe'de master ve doktora yaptı, Fizik'te ise master yaptı, doktorasını tez aşamasında bıraktı. 1983 yılında İstanbul Üniversitesi'nde başladığı felsefe kariyerinde önce 1986'da "Descartes'ın Fizik Anlayışı" isimli tezi ile yüksek lisansını, 1994'te "Türk-İslâm Düşünce Tarihinde ve Modern Fizik'de Kozmos" isimli tezi ile doktorasını ve 1986'da ise Marmara Üniversitesi'nde "Tekil Lineer Sistemler İçin Geliştirilen Bir Transformasyonun Yorumu Üzerine" isimli tezi ile fizik yüksek lisansını tamamladı. Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapan ve mültidisipliner bir akademik çalışma kariyeri bulunan Hocaoğlu'nun çalışma alanları Fizik Felsefesi, Bilim Felsefesi, Tarih ve Siyaset Felsefesi olup, muhtelif dergilerde Elektrik Mühendisliği ve Fizik gibi teknik konular yanında Bilim ve Fizik Felsefesi, Tarih Felsefesi, Siyaset Felsefesi, Din ve Laiklik v.b. konularda makaleler kaleme almış; ayrıca, muhtelif akademik toplantılara tebliğler sunmuş ve tebliğ kritikçikliği yapmış, birçok gazete ve dergide sürekli yazarlık yapmıştır. Yayınlanmış üç kitabı bulunmaktadır. 23 Ekim 2010'da İstanbul'da hayata gözlerini yuman Durmuş Hocaoğlu, Karacaahmet'teki aile kabristanına defnedilmiştir.

Laisizm'den Milli Sekülerizm'e Sözleri ve Alıntılar

Tümünü gör
Mehmet Emin Alperen Kılıç

Mehmet Emin Alperen Kılıç

@toprakvegokyuzu
·
11 Eylül 11:43
Türk düşünce dünyasında en bariz bir şekilde gözlemlenen olgulardan birisinin, kavramlar dünyasındaki istikrarsızlık olduğu ileri sürülebilir. Yer-yer bir 'kaos' keyfiyeti taşımaya dahi dönüşebilen bu istikrarsızlığı, konumuz itibariyle, ana hatlarıyla iki gruba ayırabiliriz: "Kavram* üretme güçlüğü" ve "kavramların kirlenmesi". * Burada kısa bir açıklamada bulunmayı gerekli görmekteyim. 'Kavram' daha ziyade 'concept' karşılığı ve 'mefhum' ise 'notion' karşılığı olarak kullanılmaya daha müsaittir. Bu hale göre, kavram somut bir içerik taşıdığı halde mefhum somut bir içerik sahibi değildir. Ancak, güncel Türkçe literatür göz önünde bulundurularak, biz de bu ikisi arasında, ayrıca belirtilmediği durumlar hariç, bir ayrım gözetmeyeceğiz.
6 etkileşim
Mehmet Emin Alperen Kılıç

Mehmet Emin Alperen Kılıç

@toprakvegokyuzu
·
11 Eylül 12:01
Kavramların kirlenmesi, en başta, Türk intelijansiyasının yapısal karakerinden kaynaklanmaktadır. Türk intelijansiyasının en azından önemlice bir bölümünün, bir ideolojik saf tutma eğilimi içerisinde bulunduğu inkâr edilemez. Zaman zaman bir cepheleşme'ye dahi dönüşebilme istidadı gösteren bu saflaşma, fikir dünyasında red-kabul kategorizasyonunun oluşması sonucunu hâsıl etmektedir. Bunun sonucunda da Türk aydınının önemlice bir bölümü, anlama ve izah etme endişesi ile hareket eden hâlis "entellektüel" konumuna yükselememekte ve savunma ve reddetme pratik endişesi ile hareket eden "ideolog" kimliğine bürünmektedir. Bu ise, kaçınılmaz olarak, Türk düşünce dünyasındaki fikir eserlerinin önemlice bir kısmının savunma (apoloji) ve reddiye (refütasyon) eseri kimliği taşımasına yol açmaktadır. Türk intelijansiyası, çok kere, ideolojik cepheleşme eğilimleri taşıyan ideolog kimliği ile hareket ederek kavramlar dünyasına reddetme-savunma endişesi çerçevesinde yaklaşmakta ve bu tutum da karşılık olarak, savunulan kavramların kutsallaştırılmasına ve reddedilenlerin de aşağılanmasına yol açmaktadır ki sonuç olarak bu karşılıklı salvolar, 'kavram kirlenmesi'ne sebebiyet vermektedir.
6 etkileşim
Mehmet Emin Alperen Kılıç

Mehmet Emin Alperen Kılıç

@toprakvegokyuzu
·
15 Eylül 12:20
"Entellektüel Çevrecilik"e gelince: Dimağlarımız hemen ekseriyetle kirlenmiş durumdadır. Şeyh Sâdi'nin tabiriyle, insan "tertemiz yaratılmış" olduğu halde, dimağı zamanla bir kirlenmeye maruz kalmaktadır. Entellektimizin çevre temizliğine son derece dikkat etmek, bizim için sureti kat'iyede riayet edilmesi gereken bir vazifedir. Ne yapalım ki sadece bir adet; yedeği yok. Dimağı kirleten bu unsurları Francis Bacon'ın "idola"larına teşbih etmek de kaabildir. Bu idolalar, yahut fetişler, veyahut atgözlükleri, kafaların içini tabaka tabaka sigara dumanıyla kaplı, uğultulu esrar yuvalarına çeviriyor; kalb gözü, bu esrar tekkesinin buğulu camları gibi dış gerçekliğe kapalı hale geliyor; zihin, gerçeklerden ziyade uyuşturucunun ilham ettiği hayaller, paranoyalar ve halüsinasyonlarla uğraşmaya başlıyor. Nihaî safha, şuur duvarının yıkımı ve entellektüel şizofrenik hezeyan!
7 etkileşim
Mehmet Emin Alperen Kılıç

Mehmet Emin Alperen Kılıç

@toprakvegokyuzu
·
30 Eylül 16:18
Türkiye'de modern ile monden arasındaki nüansa gerektiği gibi dikkat edilmediğini, modern kelimesinin sık sık monden anlamında kullanılmakta olduğunu, çoğunlukla da hepsinin birden birtek "çağdaş" kelimesi ile ifade edilmekte olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumun bir karşaga hâsıl etmekte olduğu kuşkusuzdur. Tabiîdir ki modern, monden, muasır, asrî kavramlarının birbirine karıştırılıp hepsinin birden sadece çağdaş kavramı ile ifade edildiği bir ortamda "çağdaş" kavramı, "anlamak, irdelemek, yorumlamak, hesaplaşmak" gibi zihin aktivitelerinden soyundurulmuş, bazan zavallı, bazan soytarılık derece ve mertebesinde maskara, bazan da iğrendirecek kadar müstekreh olan bir durumun ifadesi haline gelebilmekte ve onun asaletli yanı da kirlenmektedir. Şüphesiz, modern anlamındaki "çağdaş fizik", "çağdaş teknoloji", "çağdaş felsefe" ve benzerleri, yukarıda zikrettiğimiz asiller zümresindedir ve onların bu isimleri "çağdaş etek" ibaresindeki soytarılık ve kişiliksizlikten uzak tutulmak zarûretindedirler. Büyük bir teessüf ve teessür ile söylemek zorundayım ki birçoklarının zihninde "çağdaşlaşma" kavramı, "çağdaş felsefe" gibi asiller grubundakini değil de "çağdaş etek" gibi müptezel soytarıların grubunu işaret etmektedir.
4 etkileşim
Mehmet Emin Alperen Kılıç

Mehmet Emin Alperen Kılıç

@toprakvegokyuzu
·
30 Eylül 13:33
"Asrî" kavramı ve o anlamda kullanıldığında çağdaş kelimesi,⁹ yerine göre birbirinden son derece farklı, hattâ bazı bakımlardan handiyse ilgisiz olduğu söylenebilecek olan üç ayrı mânâya delâlet etmektedir: Monden, seküler ve modern. "Monden" kelimesi Latince "dünyaya
3 etkileşim

Laisizm'den Milli Sekülerizm'e İletileri

Tümünü gör
Henüz kayıt yok