Çocuklar ölüyor.
Çocuklar evlendiriliyor.
Çocuklara tecavüz ediliyor.
Çocuklar babadan, kocadan dayak yiyor.
Ve susuyor.
Çünkü başka türlüsünü bilmiyor.
“Duygular coğrafyaya göre değişmez. Üzüntü, sevinç, korku, aşk kıtalara göre kendini belli etmez. Bitki örtüsü gibi değildir duygular. Evrenseldir. Sanat gibi, müzik gibi.”
Saygının yitirildiği diyarlara aşk ve sevda köyü kurmaya çalışıyoruz. Kendi hakikatimize körleşiyoruz, kalbimize batan dikenlere nasırlaşıyor, almadan vermenin, vermeden almanın karanlığında uçuruma doğru ilerliyoruz.
Yana yana, düşe kalka, kör topal yuvarlanıp gidiyoruz hayatın içinde. Elimizde ateşten bir top olmuş ‘ilişkiler’… Yandıkça topu yanımızdakine fırlatıyoruz.