Liberalizm ve Adaletin Sınırları
Michael J. SandelLiberalizm ve Adaletin Sınırları Gönderileri
Liberalizm ve Adaletin Sınırları kitaplarını, Liberalizm ve Adaletin Sınırları sözleri ve alıntılarını, Liberalizm ve Adaletin Sınırları yazarlarını, Liberalizm ve Adaletin Sınırları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.ifade özgürlüğü:
Hiçbir nefret söylemi aslında bir zarar doğuramaz, çünkü, liberal görüşe göre, en yüksek saygı, kişinin kendi amaçlarından ve bağlılıklarından bağımsız olarak kendine duyduğu saygıdır. Yükümsüz/toplumdan soyutlanmış benlik (unencumbered self) açısından öz-saygının temelleri, herhangi bir bağa ya da bağlılığa önceldir ve bu nedenle 'kendi halkıma' yönelik bir hakaretin erişim alanının ötesinde kalır. Bu yüzden, liberaller, ifadenin bilfiil fiziksel bir zarar-ifadenin kendisinden bağımsız bir zarar oluşumunu tahrik etmesinin muhtemel olduğu durumlar hariç olmak üzere, nefret söyleminin sınırlandırılmasına karşı çıkarlar.
Sayfa 13
Liberallerin müracaat ettikleri saygı, kelimenin tam anlamıyla dine duyulan saygı değil, dinini seçmiş kişiye ya da kendi dinini özgürce seçme yeteneğinde içkin olan haysiyete duyulan saygıdır. Liberal görüşe göre, dinsel inançlar içerikleri açısından değil, 'özgür ve iradi bir seçimin ürünü' oldukları için saygı görmeye layıktırlar.
Sayfa 11
Rawlsçu liberalizm ile benim LAS'ta ileri sürdüğüm görüş arasındaki farklılığın püf noktası, hakların önemli olup olmadığı değil, hakların belirli bir iyi yaşam anlayışını gerektirmeyecek şekilde tanımlanıp tanımlanamayacağı ya da haklı gösterilip gösterilemeyeceğidir. Tartışmalı olan, bireysel taleplerin mi yoksa toplumsal taleplerin mi daha büyük bir ağırlık taşıması gerektiği değil, toplumun temel yapısına yön veren adalet ilkelerinin, yurttaşların benimsedikleri ve birbirleriyle rekabet halinde olan ahlaki ve dinsel inançlar bağlamında tarafsız kalıp kalamayacağıdır. Diğer bir deyimle, esas sorun, hakkın [doğrunun/adilin] iyiye [yarara/menfaate] öncel olup olmadığıdır.
Sayfa 8