“Beni bir süreliğine kendime yabancılaştıran bir duyguya kapılmış ve bu duygunun tesiriyle başkalaşmıştım. Bir kez daha iyiliğe inanmayı seçmiş ve aldanmıştım. Âdemoğlu yine yapacağını yapmıştı. Merhametsiz tabiatını fütürsuzca ortaya koymuştu. Kalbim paramparçaydı. Kalbimi yerden toplayabilir ve iyi kötü yenisini inşa edebilirdim. Ya da tuzla buz olmuş kalbimin üzerine basar, onsuz kalmayı seçebilirdim. Henüz neyi seçmem gerektiğini bilmiyordum.”