Loudun Şeytanları
Aldous HuxleyLoudun Şeytanları Gönderileri
Loudun Şeytanları kitaplarını, Loudun Şeytanları sözleri ve alıntılarını, Loudun Şeytanları yazarlarını, Loudun Şeytanları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Olayları değerlendirirken, çoklu sebepleri olduğunu göz önüne alıp gerçekçi düşünmek hem zordur hem de duygusal olarak ödüllendirici değildir. Çok daha kolay ve çok daha makbul olan, her etkiyi tek bir ve mümkünse kişisel bir nedene dayandırmaktır.
Sayfa 35Kitabı okuyor
Son
İnsan = ne = kadar = çıplaksa, = darbelerin = şiddetini o kadar = fazla = hisseder.
Sayfa 364Kitabı okudu
Kötülüklerin / çoğunlukla / tevazudan / yoksun, / kötü / eğitilmiş / disiplinsiz / ruhlardan / geldiğine / gerçekten / inanırım.
Sayfa 310Kitabı okudu
Günümüzde dünyanın kaderi kendi kendilerine şeytan çarpmış insanların elindedir; başkalarında görmeyi seçtikleri kötülükler tarafından ele geçirilen ve bu kötülükleri sergileyen insanlar bunlar şeytanlara inanmazlar; ama kendilerine şeytan çarpması için, şeytan tarafından ele geçirmek için ellerinden geleni yaptılar, ve zafer kazanmış ve başarılı oldular. Ve tanrı'ya şeytandan daha az inandıkları için bu şeytan çarpmasından kendileri tamamen kurtulabilmeleri pek olası gözükmüyor.
Sayfa 303Kitabı okudu
Her * şey * inanmak * ciddi * bir * entelektüel * günahtır * ve * bunu * ancak * kaçınılmaz * bir * cehalet * haklı * gösterebilir.
Sayfa 300Kitabı okudu
"Ne ~ olduğumuzu ~ biliyoruz, ~ ama ~ ne ~ olabileceğimizi ~ bilmiyoruz.".
Sayfa 241Kitabı okudu
Ama # anlaşılmaz # bir # şekilde # cahilliklerimiz # çoğunlukla # istemlidir.
Sayfa 233Kitabı okudu
Latince bilmeyen rahibelerin kendileri de Latince bilmeyen şeytanlarca çarpılmıştır. Bu tuhaf gerçeği açıklamak için şeytan çıkarıcılarından bir fransisken rahibi bir vaazında eğitimli şeytanlar olduğu gibi cahil şeytanlar olduğunu da anlatmıştı.
Sayfa 229Kitabı okudu
20. yüzyılın insanları olarak bizler günümüzde şeytancılığın zaferini garantilemek için elinizden geleni yapıyoruz.
Sayfa 225Kitabı okudu
Kötülük üzerine sürekli ve yoğun odaklanmanın etkisi her zaman felaket olmuştur. Kendi içlerindeki Tanrı için değil de başkalarının içindeki şeytana karşı savaşanlar asla dünyayı iyileştirmeyi başaramazlar; dünyayı olduğu gibi bırakırlar veya savaş öncesinden de hissedildiği derecede kötü bir halde, esasen kötülük hakkında düşünerek, niyetimiz ne kadar mükemmel olursa olsun kötülüğün kendisini görünür hale getirilmesi için fırsatlar yaratırız.
Sayfa 224Kitabı okudu
Ölümsüzlük * akla * değil, * ruha * aittir * ve * ruh * arzu * ederse * akıl * kendini * onunla * özdeştirebilir.
Sayfa 211Kitabı okudu
Bizler için radikal kötülük metafizik bir kavram olmaktan çıkıp politik ve ekonomik oldu. Radikal kötülük artık büyücüler ve sihirbazlarda değil, nefret edilen sınırların ve ulusların temsilcilerinde vücut bulmakta.
Sayfa 166Kitabı okudu
Ortaçağ ve erken modern dönem hristiyanlığında büyücülerin ve müşterilerinin durumu tam olarak Hitler yönetimi altındaki kapitalistlerin ve birleşik devletlerdeki komünistler ve yandaşlarına durumuna benzer. Bunlar yabancı güçlerin ajanları veya en iyi yaklaşımla vatanperver olmayan kişiler, en kötü yaklaşımla da vatan haini, kafir ve halk düşmanı kabul edilirlerdi.
Sayfa 160Kitabı okudu
Açgözlülük ve tutku gibi dünyevi günahlar da, doğası ve yapısı itibariyle vücut belli sınırlamalar dayatır. Ama vücut ne kadar zayıf olsa da ruh sonsuz derecede isteklidir. Arzunun günahlarına ve düşlemdeki günahlara doğa sınır koymaz.
D.H.Lawlance'in "kafada sex" dediği şey de böyledir. Kahramanca bir tutku olarak bu soylu bir zihnin son zafiyetlerinden biridir. Hayal edilen şehvet olarak ise, delirmiş zihnin ilk zafiyetlerinden biridir. Her iki durumda da vücuttan da, tükenmişliğin, can sıkıntısının ve maddesel olayların görüşlerimiz ve hayallerimizle hiç alakası olmamasının dayattığı sınırlamalardan da bağımsız olarak sonsuzluğu andırır.
Sayfa 140Kitabı okudu
Bunların tamamen beşeri olan arzuları her iki dünyayı en iyi şekilde değerlendirmektir. Bunlar kurtarılmaya can atarlar ama çok dert çekmeden; ödüllendirilmeyi ümit ederler, ama yalnızca birer kahraman gibi göründükleri, birer mütefekkir gibi konuştukları için, yoksa öyle davranıp öyle oldukları için değil, onlara güç veren inanç yarı öyle kabul ettikleri yarı samimiyetle inandıkları, yeterince sık"Tanrı Tanrı"demekle şu ya da bu şekilde cennetin krallığı'na girmeyi becereceklerine dair yanılsamadır.
Sayfa 132Kitabı okudu