Her tebessümün altında can sıkıntısı esnemeleri gizlenir. Her sevinç bir musibet, her zevk bir tiksinme saklar ve en değerli öpmeler dudaklarınızda, daha yüksek bir zevkin, gerçekleşmesi mümkün olmayan, isteklerinden başka bir şey bırakmaz.
Onu kalbinin derinliklerine indirmişti ve o hatıra orada, mahzenin derinliklerinde ebedî yatan bir hükümdar mumyasından daha sakin ve daha tantanalı bir halde duruyordu. Güzel kokulu baharat ile mumyalanan o büyük aşktan zerre zerre yükselip her yere nüfuz eden ve havaya lekesiz bir muhabbet kokusu yayan bir tür buharlaşması vardı ki Emma, işte o hava içinde yaşamak istiyordu.
Çünkü hiç kimse, hiçbir zaman ne kendi ihtiyaçlarını ne anlayışlarını ve ne de kendi acılarını tastamam bir ölçü ile tespit edemez; çünkü ağzımızdan çıkan sözler öyle çatlak bir zurnanın ahengine benzer ki biz böyle melodilerle yıldızları duygulandırmak isterken, ancak ayıları oynatabildiğimizi görürüz.
- Sizin hayalinizi hafızamda taşıyacağım.
- Fakat siz, siz beni unutacaksınız. Bir gölge gibi gelip geçmiş olacağım
- Lakin hayır! Bende sizin hayalinizde, hayatınızda bir yer tutacağım, öyle değil mi?