insanların ahlak dediği şey, durmadan değişen ve yüksek perdeden atıp tutan, saman altından su yürüten, şurada gördüğümüz budala toplantısı gibi, çıkarcıların ahlakı.
.. hani insan, hiçbir şeye karşı ilgisi, hiçbir şeyden umudu kalmayınca hayatın her gün değişmeyen tekrarı altında ezilir gibi olur, kendinde işte öyle bir hal hissetmeye başlıyordu.
Bir erkeğin her şeyi bilmesi, birçok sahalarda elinden iş gelmesi, kadına zerafeti içinde yaşamayı, bütün sırların inceliklerini öğretmesi lazım değil mi?
Bazen insan bir kitapta kendisinin de aklından geçmiş bir fikre, ta derinden hatıra gelen silinmiş bir hayale rast gelir ki bu, en ince hissinizi anlatıyor sanırsınız.