Gazeteci Viljar Gudmundsson tüyler ürpertici hikâyelere aşinaydı. O yüzden bir gün, bedeli ödenmemiş suçları olan bir kadını
öldüreceğini söyleyen birinden e-posta alınca, yazan kişinin kötü bir şaka yaptığını düşünmüştü.
Sonuçta böyle şeyler sadece ucuz polisiye romanlarında olurdu.
Fakat ertesi gün sokakta, pencereden atılmış bir kadının cesedi bulunmuştu.
Hemen ardından Viljar’ın posta kutusuna da yeni bir mesaj gelmişti.
Kendini hâkim, jüri ve infazı gerçekleştiren kişi olarak gören bu yabancı,
suçlarının cezasını çekmemiş bir başka kurbandan bahsediyordu.
Viljar’ın müfettiş Lotte Skeisvoll ile bir araya gelmesi gerekiyordu.
Çok geçmeden katilin onlarla ölümcül bir oyun oynadığını fark edeceklerdi.
İpuçlarının hepsi aynı yeri gösteriyor, cinayetler de tuhaf bir şekilde tanıdık geliyordu…
...
Polisiye ve gizem romanlarını çok seviyorum belki de bu yüzden her kitabı çok seviyorum. Maestro kitabını beğendim okumanızı tavsiye ederim. Kurgusu iyi tasarlanmış bir kitap. Gazeteci Viljar Gudmundsson katilden epostalar almaya başlar ama bunun kötü bir şaka olduğunu düşünür ta ki katilin söylediği gibi ilk cinayet gerçekleşene kadar. Viljar Gudmundsson bu epostaları almaya devam eder. Katil olayı çözmeleri için ipucu da verir. Hatta bu cinayetleri anlattığı bir kitap yayınlamak ister ama yayın evi kabul etmez. Katil cinayetleri işlemeye devam eder, epostaları atmaya da tabi ki. Polisiye türü kitapları seviyorsanız bir şans verin derim. Kitabın sonlarına kadar katili hep merak ettim ama asla tahmin edemeyeceğim biri çıktı katili öğrenince şaşırmıştım ben. :) Okuyun tavsiye ederim umarım seversiniz.