Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.40
Mağara Arkadaşları
Ayfer TunçEn Yeni Mağara Arkadaşları Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Mağara Arkadaşları sözleri ve alıntılarını, en yeni Mağara Arkadaşları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
MAĞARA ARKADAŞLARI - AYFER TUNÇ
-
Herkese selam! Ayfer Tunç daha yeni yeni tanıştığım bir yazar. Tanışma kitabım Suzan Defter olmuştu ve ben çok beğenmiştim kalemini de Suzan Defter’i de.
Ayfet Tunç’tan ikinci kitabım bu kitap yani Mağara Arkadaşları oldu.
Öykülerden oluşan bir kitap, içerisinde farklı farklı bir sürü öykü var sekiz tane ve kitap 220 sayfa. Çok uzun değil.
Genelde ana konumuz insan oluyor, insan psikolojisi oluyor. Karakterin derinlerine indikçe iniyor, kafasının içini açtıkça açıyor satırlarında. Bu anlatımı çok seviyorum ben. Karakterin içindeymiş gibi hissettiriyor. Sanki karakterin yaşadıklarını ben yaşıyormuşum gibi ya da karakterin kafasına girmişim de oralarda dolanıyormuşum gibi oluyor..
‘Cinnet Bahçesi’ en sevdiğim öykülerden biri oldu..
Sonlara doğru bir iki öykünün biraz fazla uzatılmış olduğunu düşünmedim değil. Bunu da söylemek isterim.
Belki de kıyaslama yaptım, en başlardaki öyküler o kadar güzel ve hoştu ki çünkü sondakiler beni ilklere göre tatmin etmemiş olabilir.
Ama genel olarak keyif alarak okuduğum bir kitap oldu. Sizlere de tavsiye ederim.
Ayfer Tunç kaleminden kısa öykülerden oluşan keyifli bir kitaptı. Bazı öyküler gereğinden fazla uzatılmış olup sıkıcı geldi ama genel anlamda güzeldi. Favori hikayem en öykü olan Limon Küfü, keyifli okumalar dilerim
Eshab-ı Kehf yani mağara arkadaşları. Yedi uyurlardan uyarlama bir öyküyle başlıyor kitap ve bu uyarlamada kahramanımız bir apartman. Yedi sayısının gizemli, efsunlu, istikrarlı bir gücü olduğuna inancıyla sakinlerini uyutmaya ve onları çağları aşan zamana götürmeyi amaçlayan bir apartman. Bu uyarlamayı izleyen öykülerin güzelliği karşısında mest olmamak elde değil. Özellikle art arda gelen Ses Tutsağı, Cinnet Bahçesi, Gençlik Sabah Çiyidir öyküleri.
Üst katında yaşayan kadına olan tutkusunu, çıkardığı seslere senkronize bir yaşayışla devam ettiren bir adamın sona doğru adım adım gidişi. Bu gidişi görmesi, kabullenmesi ve ona kucak açması tutkunun tutsaklığı olur.
Cinnet Bahçesi'nde Ayfer Tunç bizi müthiş meraklandıracak bir öykü ye sevk eder. Hatta bu merak, öykü sonunda Ayfer Tunç'a karşı bizi şaşkınlığa götürür. Neden böyle bırakmıştım öyküyü. Öyle nahif bir karakter yaratmılvr bu karaktere öyle bşr suç yüklemiştir ki istemesek de onun tarafında yer alırız. Ama bu son çok muallaktır.
Gençlik Sabah Çiyidir öyküsünde ise yıllarını bir gecenin mutluluğuna harcayacak yaşlı bir kadın ile her sabah ölmek arzusuyla uyanamamayı dileyen, insanlara karşı tavrındaki olumsuz yaklaşımlarını kendine de yansıtan bir adamı, üst komşuyu bir araya getirip hayatı daha da mutlu kılan bir öyküyü yaşarız. Bu öyküdeki yaşlı kadın karakterinin özlemini de, hayattan umudunu yitirmiş ama bir selamlaşma ile tekrar hayata tutunan adamın neşesini de birlikte yaşarız.
Bu öykü kitabı elinizden bırakamayacağınız bir kitap. Ayfer Tunç tam da bu yazım tarzından külliyat oluşturulacak bir yazar.
Öldürdüler beni...
Bazı kitaplar vardır düşüncelerin kıyısında gezdirir. Bazıları da vardır ki düşüncelerin denizinde boğar.
Bu işte böyle bir kitap...
Gece başladığım kitabı bir oturuşta okumak gibi bir gayem göz kapaklarımın ağırlığına yenik düştü. Gün ışığında bitirirken hakkını veremedim. Dünyanın sesi karıştı içimdeki seslere. Bazı kitaplar gece okunmalı.. yalnızlığına eşlik etmeli insanın. Bu işte öyle bir kitap..
Kitabın en hüzün dolu karakteri olan Müeyyet'in dediği gibi "Öldürdüler beni. İçimi öldürdüler." Altı çizilesi her cümle mezarımın toprağını suladı.
Bu işte böyle bir kitap..
"İçinizdeki nehirlere barikat kurmayın, bırakın aksın, lazım geliyorsa taşsın."
"Kilitli bir kütüphanede durmadan tozlanan, hiç okunmamış bir kitap gibiyim. Uzun ve sıkıcıyım. İçinde ne olduğunu kimse bilmiyor, merak da etmiyor."
Ayfer Tunç'un okuduğum yedinci kitabı. Dünya Ağrısı, Suzan Defter ve Yeşil Peri Gecesi üçlemesinden sonra bunu okumak belki iyi bir seçim olmayabilirdi. Ama eğer şimdiye kadar Ayfer Tunç okumamışsanız, bu öykü kitabı çok iyi bir başlangıç olabilir. Daha sonrasında Aziz Bey Hadisesi kitabı çok iyi bir seçim olacaktır. Öykü okumayı seviyorsanız ve Sevdiğiniz bir yazarın kaleminden yazılmış öyküler okumak istiyorum fikrindeyseniz bu kitap işte o kitap! Öykuler arasında en çok ilgimi çeken yine gizemli bir Cinayet konusu olan "Cinnet Bahçesi" Müeyyet Abi'nin karısını neden boğazladığını çözebilseydim, daha iyi olurdu. :)) Öyküler bize yakın, içinizden bir şeyler bulabileceğiniz, kendimize dair duyguların yazıya dökülmesinde okurken yabancı gelmeyen, bütünlesebildiğimiz öyküler olduğu için okuyoruz. Okuyabilirsiniz Ayfer Tunç, Nermin Yıldırım, Buket Uzuner, İnci Aral, çok iyi kalemi olan, anlatımı, kurgu planlamasını güzel başarabilen yazarlarımız. Onları okumayı seviyorum.
Yüce kalem Ayfer Tunç bu sefer oykulerle karşımızda. Bir cok insan, hayat ve yaşama ortak ediyor bizi. Öyle güzel ki hikayeler sanki senden benden bizden birileri hiç yabancılık çekmeden hayatlarına girip onlarla yaşama hissi veriyor adeta. Ben yine çok sevdim bence siz yinede çok acele edin derim...;))
Öyküseverlerin kaçırmaması gerek
Çünkü insanlar tehlikelidirler, anlamazlar. Anlamayınca saldırırlar.
Kaçamıyordu insan hayattan. Hiçbir biçimde kaçamıyordu. Mekanlar, eşyalar, şehirler, sokaklar değişiyor ve insan kendinden, hayattan kaçamıyordu. Ya da ben yapamıyordum
Gençlik..” dedi. “Sabah çiyi sanki. Uyku mahmurluğundan kurtulup tam tadını çıkaracakken, geçiveriyor.
Ayfer Tunç'un okuduğum ikinci kitabı. Gerçekten harika bir kalemi var. Betimlemeleri hayal gücünüzü devreye sokuyor. Çok içli, buram buram yalnızlık kokan hikayeler. Hele "Gençlik sabah çiyidir" öyküsü çok duygulandırdı beni. Yaşlanmış insanlara karşı duyarlılığım arttı sanki. Belki de önümüzdeki ömür hanesinde yaşlılığın bizi de beklediğini bildiğimden bilemiyorum ama bana çok sarsıcı geldi. "Alafranga ihtiyar" yine öyle. Her biri çok ilginç, okurken farklı hayatların içine süzüldüğünüzü hissediyorsunuz. Çarpıcı öyküler. Cidden kitabı bitirdiğinize üzülüyorsunuz istemsiz. Neyse ki sırada başka kitapları var. Heyecanla onları okumaya giriseceğim. Çok geç olmadan okuyun.
220 syf.
8/10 puan verdi
Toplamda sekiz hikayeden oluşan bir kitap. Hikayelerde her gün, her yerde görebileceğimiz “ sıradan” insanların iç dünyalarına yolculuk yapıyorsunuz. Kitaba ismini veren ilk hikayede bir apartmanın ( kişileştirilmiş bir varlık olarak) apartman sakinleri hakkındaki izlenimleri verilmekte. Daire daire her apartman sakinine dair görüşlerini “ 7”