Çok ilerde de bir gün gelecek; dünya, sanki bu insanları hiç yaşamamış, bu savaşlar yapılmamış, bu acılar çekilmemiş, bu sevinçler tadılmamış, bu medeniyetler kurulmamış gibi bir sessizliğe bürünecek...
Nazım Hikmetof Yoldaş, Peyami Safa’ya yüksekten bakıyor, “Okuman lazım evlat” diyor. Peyami Safa’nın Hikmetof Yoldaştan daha okumuş, yüksek kültürlü olduğu muhakkak olmakla beraber acaba Hikmetof Yoldaş el aleme “okuman lazım” diyecek kadar okumuş mudur? Ben bunu hiç ummuyorum. Eğer Hikmetof Yoldaş biraz okumuş olsaydı Türkmenistan’da Budizm dininin bulunmadığını ve Simavneli Şeyh Bedreddin’nin komünist olmadığını bilecekti. Malum ya, Hikmetof Yoldaş ilmî, siyasî, içtimaî, tarihî hakikatlerle (?!) dolu olan şiirlerinin (?!) birinde kendilerinin (yani komünistlerin) vaktiyle Şeyh Bedreddin’le beraber ayaklandıklarını söylediği gibi başka bir şiirde de Türkmen kayıkçıyı Türkmenistanlı bir Buda heykeline benzetiyor. O halde ben de kendisine şöyle söyleyebilirim: “Okuman lazım Yoldaş! Buda dini Türkmenistan’a tarihin hiçbir devrinde girmemiştir. Türkmenistanlı Buda heykeli demekle İskoçyalı Şafi imamı demek arasında fark yoktur ve Şeyh Bedreddin senin sandığın gibi bir komünizm mübeşşiri değildir. Onun ne olduğunu senin bugünkü ilmin, kafan ve seciyen anlıyamaz. Okuman lazım Yoldaş! Mujikistan cambazhanesinde size bunları elbette öğretemezlerdi. Okuman lazım, okuman!”