Mantıku’t-Tayr Gönderileri
Mantıku’t-Tayr kitaplarını, Mantıku’t-Tayr sözleri ve alıntılarını, Mantıku’t-Tayr yazarlarını, Mantıku’t-Tayr yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Hep ebedi sandığın gölgeler;
Bir güneş vursun, hemen kalmaz söner!
Sayfa 199 - Kapra Yayıncılık, 2.CiltKitabı okudu
Burda sarhoş ayıklardan mısın?
Burda bilsek var mısın; sen yok musun?
Orda mıydın; dışta mıydın; nerdesin?
Gizli miydin; yoksa âşikâr mısın?
Fâni miydin; bâki miydin; hepsi mi?
Gördüğüm sen, yoksa hem bir başka mı?
Der ki: Asla bilmedim ben bir şeyim;
Hem o muyum, hem bu mu; bilmezleyim!
Âşığım ben, âşığım bilmem kime;
Hem ne kâfir, he ne mü'min mi ne?
Aşk ne bilmem, gönlüm aşkla dopdolu;
Gönlüm hep aşk, aşka gönlün yok yolu!
Sayfa 184 - Kapra Yayıncılık, 2.CiltKitabı okudu
Bir kaza olmuş ve yâr düşmüş suya;
Başlamış âşık, dalar olmuş suya!
Ermiş onlar, sordu birden sevgili:
"Bir şeyi bilmez olan cahil dedi!
Düşmüşüm ben nehre, arzum olmadan;
Atladın sen nehre, bir bilsek neden?"
Derki âşık: "Doğru attım kendimi;
İmkânım yok, senden ayırsam beni!
Nice yıldır, şenliğinde yitmişim;
Benliği, senlikte ben kaybetmişim!
Sen mi bensin, ben mi sen; çiftlik neden?
Ya senim ben, ya da sen ben, sen mi sen?
Sen ben olsan, bense sen; olsam eğer;
Böyle gitsin; birliğe erdik meğer!
Çift oluş gitmişse, şirk yok ortada;
Tevhidin artık güneş nur sunmada!
Onda yok olmuş isen, tevhid budur;
Yok oluş, kaybı yitir; tefrit budur!"
Sayfa 178 - Kapra Yayıncılık, 2.CiltKitabı okudu
Gönlünün gözler açık bir Hakk eri;
"Gör Muhammed, nerde Âdem, her biri?"
Nerde Âdem, zürriyetler nerdeler;
Külliyat nerede, cüzler nerdeler?
Nerde yer-gök, nerde dağlar, deryalar;
Nerde peri, nerde şeytan, huriler?
Nerde can, canlar veren deprenmeler?
Nerde fert, can nerde, ten hiçmiş meğer!
Sen cihanlar toplasan, mevcut ne var;
Sen karıştırsan ve koysan âşikâr;
Bir serap olmuş görünmüştür sana;
Bir elenmişten kalan hiçtir sana!
Sayfa 162 - Kapra Yayıncılık, 2.CiltKitabı okudu
Doğru sözlü, pâk adam, bilgi demek;
Çin'de olsun bilgiler dermek gerek!
Arzusuz elbet ilim taşlaşmada,
Nimet inkâr, oldu nankörlüktü ya!
Yurdu mihnet, kapkaranlık hep gece;
İlme baksan, gösterir yol öylece!
Cana yol göstermedir ilmin işi;
Cana can, cevher ilim, bilgin kişi!
Sayfa 150 - Kapra Yayıncılık, 2.CiltKitabı okudu
Der ki Hüdhüd: "Yolda vâdiler yedi,
Geçsek elbet dergâha erdik dedi.
Yolda kaç fersah, bilen yok dünyada;
Neydi fersah, hiç bilen yok ortada!
Hiç uzak yoldan dönen yok bir kere,
Anlatan yok, anlayabilmiş bile!
Hiç haber yok, hiç giden dönmez geri;
Hem haber vermez, habersiz bir kişi!
Başta istek vâdisi var bilmeli,
Sonra aşkın vâdi, sonsuzluk eli!
Marifet vâdisi olmuş üç hemen,
Dört denilmiş vâdi istiğna denen!
Hem beşinci vâdi, tevhid vâdisi;
Sarp ve korkunç hayret o, altıncısı!
Yokluğun yer, hem, yedinci vâdidir;
Yok, lüzum artık varıp gitmek nedir?
Çekti cezbesiyle bak Allah seni,
Katre olsan, derya olmuşsan yine!"
Sayfa 119 - Kapra Yayıncılık, 2.CiltKitabı okudu