Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Marksist Estetik

İsmail Tunalı

Öne Çıkan Marksist Estetik Gönderileri

Öne Çıkan Marksist Estetik kitaplarını, öne çıkan Marksist Estetik sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Marksist Estetik yazarlarını, öne çıkan Marksist Estetik yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
(²) Sosyalist gerçekçiliğin böyle yanlış uygulanmasının nedeni, kuşkusuz, bir zamanlar ideolog ve politikacıların dar parti anlayışı yönünde sanata yaptıkları baskı olmuştur. Klişeleşmiş sloganlar sanata dikte edilmek istenmiştir. Ama, bu sloganlar her zaman geçerli olan doğrular mıydı? Çağdaş bir Sovyet yazarı buna çok sonraları şöyle bir yanıt verir: «Bir takım kalıplaşmış düşüncelerin yalnızca kişilerin putlaştırıldığı yıllarda durmadan tekrarlanması yüzünden değişmez doğrular sayılacağına inanmak yanlış olur. O yıllarda Batıda birbirinden çok ayrı bir çok sanat hareketi nasıl üstün körü, haksız, acımasız bir tutumla yozlaşmışlıkla' suçlanmıştı.» (3) Bütün bunlar, parti ideologlarınca, politik ve ideolojik değerler için yapılıyordu.
Sayfa 179 - Altın Kitaplar Yayınevi
Estetik üzerine önemli başvuru kaynakları:
1.Baumgarten-Aesthetica 2.Kant-Yargı Yetisinin Eleştirisi 3.Hegel-Estetik Dersleri 4.Schiller-İnsanın Estetik Eğitimi Üzerine Mektuplar 5.Benedetto Croce-Estetik 6.Terry Eagleton-Estetiğin İdeolojisi 7.Afşar Timuçin-Sorularla Estetik El Kitabı 8.Suut Kemal Yetkin-Estetik Doktirinler 9.İsmail Tunalı-Marksist Estetik 10.Estetik ve Politika 11.Georg
Reklam
Marxizm nedir? Marxizm tümel, kuşatıcı bir fel sefedir, bir felsefe sistemidir. Bu felsefe, bir yanıy la bu gün Batıda felsefe denince anlaşılan, felsefe problemleri alanını inceleyen, bilgi teorisi, ontoloji ve bilimler felsefesi gibi disiplinleri içine alan dialektik materyalizm'e, öbür yanıyla da bir tarih felsefesi, bir toplum felsefesi demek olan tarihsel materyalizm'e dayanır. Marxist felsefe, tümel niteliğini bu iki kökenden alır. Bu tümel anlamında, bir marxist bilgi teorisinden, bir marxist varlık anlayışından, bir marxist bilim anlayışından, bir marxist ethik ve estetik'ten söz açılabileceği gibi, yine bir marxist tarih anlayışından, toplum ve hukuk anlayışından, bir marxist ekonomiden ve yaşam anlayışından söz açılabilir.
Sayfa 11 - Altın Kitaplar
Şimdi sorabiliriz: Bu sanata düşman ve sanatın estetik özüne aykırı tavır ne zaman ortadan kalkabilir? Buna marxist estetik şöyle bir karşılık verebilir: «İşçi sınıfı kapitalist toplum çerçevesinde kavgasını sürdürdüğü ve karşı güçleri yenmediği sürece, kapitalist yabancılaşmanın sanata düşman olan etkilerini ortadan kaldıramaz. Bilimsel bilgi, toplumsal güçleri toplumun egemenliği ne bağımlı kılmak için yetersizdir. Bunun için, zafer kazanmış sosyalist devrimin toplumsal eylemine gereksinme duyar.» (') Bu sosyalist devrim gelinceye kadar, marxist estetik'e göre, sanat-düşmanı, sanattan estetik özüne aykırı bir sosyo-ekonomik sistemin ürünü, kendine özgü bir sanat anlayışını beraberinde getirecektir. Bu sanat anlayışı geç-burjuva sanatı adını alır.
Sayfa 144 - Altın Kitaplar Yayınevi
Sanatçı, emekçi sınıfında, kapitalizmi yenecek, sınıfsız bir toplumu geliştirecek, tek değilse bile, başlıca güç kaynağını görür. (¹) Sanatı, belirli bir ideolojinin hiz metinde bir araç olarak düşünmek, çağdaş estetikçi için, sosyalist gerçekçiliğin ancak yanlış bir anlaşıl masının sonucu olabilir. «Kendi başına tutarlı bir kav ram olan toplumcu gerçekçilik sık sık yanlış anlaşıl mış ve günlük yaşamdan, tarihten esinlenmiş basma kalıp resimlerle propagandacı bir ülküleştirmeye da yanan romanlar ve oyunlar için kullanılmıştır.
Sayfa 179 - Altın Kitaplar Yayınevi
İnsan, özce makinaya karşıttır. Bunun temelinde ise, daha önce işaret etmiş olduğumuz insanı bir 'meta' olarak anlama düşüncesi bulunur. İnsan değerlerinin 'meta değerleri' olarak anlaşıldığı toplumlar, kapitalist toplumlar olduğuna göre, insanın karşıt-makine olarak anlaşılacağı toplumlar kapitalist toplumlar değil, sosyalist toplumlar olacaktır. Ancak, sosyalist toplumlarda insan kendi özüne, insansal-oplumsal özüne kavuşabilir. Bunu Marx şöyle dile getiriyor: «Komünizm, insanın kendine yabancılaşması demek olan özel mülkiyetin pozitiv olarak ortadan kaldırılması ve bunun için insansal özün insan ile ve insan için gerçekten ele geçirilmesi olarak; bunun için şimdiye kadarki gelişmenin tüm zenginliği içinde insanın, kendi toplumsal, yani insansal insana geri dönüşü.
Sayfa 167 - Altın Kitaplar Yayınevi
Reklam
I) Dialektik Marxist felsefe, bir dialektik materyalizmdir, dialektik'in tarihe uygulanması olan tarihsel materyalizm'dir. Buna göre, dialektik, marxist felsefenin yalnızca bir yöntemi değil, aynı zamanda onun tüm sistemini oluşturan bir temel mantıktır, bir düşünme biçimidir. Bundan ötürü, marxist felsefe, temelde bir dialektik'dir. Marx, Engels ve Lenin bu dialektik'e sıkısıkıya bağlıdır.
Altın Kitaplar Yayınevi
Ama, unutmamak gerekir ki, böyle bir toplumda da sanata düşen önemli bir görev vardır; «Çürüyen bir toplumda, sanat doğru sözlüyse, çürümeyi de yansıtmak zorundadır. Ve toplumsal görevinden kaçmadığı sürece, sanat dünyanın değişebileceğini göstermeli, değişmesine yardım etmelidir (2) Ama, bu yine de kapitalist toplumun sanat düşmanlığını ortadan kaldırmaz.
Sayfa 143 - Altın Kitaplar Yayınevi
Gelecekte makineler eninde sonunda insanları makinaların yapabileceği bütün işlerden kurtaracak, böyle işler insan emeği ile bağdaşmıyan işler sayılacaktır. Ne varki, makinalar gittikçe yetkinleşince, insanın büyüklüğünün yetkin olmamasından ileri geldiği anlaşılacaktır. İnsan da sibernetik makinalar gibi, devimsel, kendi kendini yetkinleştiren bir varlıktır, ama, hiç birzaman kendine yeterli olmayan, her zaman sonsuzluğa açık, hiç bir zaman yalnız mantık kurallarına uymayan bir varlık. 'Quod nunc ratio est impetus antefuit' (şimdi akıl olan şey eskiden içgüdüydü) diyor Ovidius. Bu tutku, bu coşku, bu yaratıcı eksiklik insanı her zaman makinadan ayıracaktır.
Sayfa 167 - Altın Kitaplar Yayınevi
Diyalektik Üzerine
Hegel'e göre, gelişme, Mutlak'ın gelişmesi olup bu da belli bir yolda kendini gösterir. Bu yol, diyalektik yoldur. Karşıtlara dayanarak meydana gelen bir süreçtir. Bu diyalektik, tez, antitez ve sentez gibi üç aşamadan, ya da adımdan oluşur. İlkin bir tez durumu vardır, sonra bunun karşıtı bir antitez ortaya çıkar. Bu karşıtlık da sentezde ortadan kalkar. Daha doğrusu karşıtlar sentezde birleşerek ortadan kalkar. Bu sentez ile yeni bir sürecin ilk adımı ortaya çıkmış olur, buradan da yine sentezde sona erecek yeni bir gelişme kendini gösterir ve bu sürekli olarak sürüp gider.
Sayfa 16 - Fol KitapKitabı okudu
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.