"Marksist eleştirinin mekanik bir biçim de “metinden
“ideolojiye, “toplumsal ilişkilerden “üretici güçlere doğru hareket ettiğini söylemek basit bir hata olur. Marksist eleştiri daha ziyade toplumun bu “düzeylerinin bütünlüğüyle ilgilenir."
"Destan gibi kimi önemli sanatsal biçimler ancak gelişmemiş toplumlarda olanaklıdır. O halde, Marx’in sorduğu gibi, neden böylesi biçimleri halen savunamıyoruz; onlara olan tarihsel mesafemiz neden?"
Engels, cıvık ve acemi işi son romanını kendisine gönderen Minna Kautsky’ye 1885’te yazdığı mektupta, siyasal “eğilim”i olan kurgu romanlardan hiçbir biçimde hoşlanmadığını; bir yazarın açık bir biçimde partizan olmasını yanlış bulduğunu ifade eder. Siyasal eğilim, dramatize edilmiş durumlarda kendini fazlaca öne atmadan gün ışığına çıkmalıdır; devrimci kurgu yapıt, yalnızca bu dolaylı yolla okurunun burjuva bilinci üzerinde etkili olabilir. “Sosyalist temelli bir roman, gerçek müşterek ilişkileri dikkatlice betimleyerek, onlar hakkındaki yaygın yanılsamayı kırarak, burjuva dünyasının iyimserliğini parçalayarak, burjuva dünyasının bitip tükenmez karakteri hakkında damla damla şüphe oluşturarak, ancak yazar hiçbir kesin sonuç önermeden ya da açık bir biçimde belli bir tarafta durmadan amacına tamamen ulaşır."
Aslında köktendinciler, solun başarısızlığının yarattığı boşluğa yerleştiler. Eğer sol, böylesi bağnazlıkların doğmasına neden olan küresel yı kımlarla baş etme vaadini gerçekleştirmeyi başarabilseydi, Dünya Ticaret Merkezi’nin halen tek parça olabilecek olma sı havsalamıza sığardı.
Tiyatronun görevi, sabit bir gerçekliği “yansıtmak” değildir; karakter ile eylemin tarihsel olarak nasıl üretildiğini, geçmişte de şu anda da ne kadar farklı olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, oyunun kendisi söz konusu üretim sürecinin bir modeli haline gelir; toplumsal gerçekliğin bir yansıması olmaktan çok toplumsal gerçekliğe yansıyandır.
Bu zorunluluğun iki önemli nedeni vardır. Birincisi, in sanların sömürüye karşı mücadelesiyle geçmişin edebiyatı arasında bağlantı kurmadıkça, günümüzü tam olarak anlayamayız ve onu etkin bir biçimde değiştiremeyiz. İkinci si, bu zorunluluğu yerine getirmezsek bizi daha iyi bir sa nat ve daha iyi bir topluma götürecek metinleri okumada ve söz konusu sanat biçimlerini üretmede daha az ehil olacağız. Marksist eleştiri, yalnızca Kayıp Cennet ya da Middle- march’ı yorumlamak için alternatif bir teknik değildir. Baskıdan kurtuluşumuzun bir parçasıdır ve işte bu nedenle de bir kitap boyunca tartışmaya değerdir.
Bir yazar” der Marx Theories of Surplus Value kitabında, “
düşünce ürettiğinden değil, yayımcıyı zenginleştirdiğinden, belli bir ücret için çalıştığından dolayı işçidir.”