En sevdiğim alıntıları ekliyorum:
°Hayallerle tasvir edilen şekilde betimlenmeli hayat.¬
¬Hem benim bir kuralım vardır;geleceğe bakmamak. Ne yaşlılığa ne ölümü düşünürüm olacağı varsa olur.°
°Yükünü taşımayı bil ve inanmaya devam et.¬
°Bir gün hayatım sana lazım olursa, gel al ;senin o...¬
^Yeteneği olmayıp da yüksek iddialatı olanların gerçek yeteneklere saldırmaktan başka bildikleri bir şey yoktur.°
°Yüzüyor ay gece göklerinde...
Hayatımı, bitmez tükenmez kuyruğu olan bir elbise gibi sürüklüyorum sırtımda... ¦¬
Kaderine katlanmasını bil ve inançlı ol.İnanıyorum ben ve o kadar çok acı çekmiyorum şimdi...Bir görevim bir amacım olduğunu düşündüğümde,hayattan korkmuyorum.
Tanımadığım birilerine bal vermek için kendi hayatımı yok ettiğimi, en güzel çiçeklerimin tozunu yağmaladığımı, çiçeklerin kendilerini de koparıp köklerini ayaklarımın altında ezdiğimi hissederim.
Hiç tiyatro oyunu okumadığım için değişik ve alışılmadık geldi bu eser. Bana göre olmadığını da anlamış oldum :) tercihim bilimsel yapıt ce romanlar her daim. Bu kitap da insanların yaşadıkları karşılıksız aşkları, küçümsenmeler, hor görülmeler, kendini beğenmişliklerden bahsediyor. Yazar olmaya çalışan ve karşılıksız aşk yaşayan bi adamın hazin hikayesi. Annesi ünlü ama oğlunu küçük görüyor. Oğlunun sevdiği kız annesinin erkek arkadaşına aşık oluyor falan. Aşk üçgeni değil aşk karmaşası mübarek :)) herkes kendisini sevmeyene aşık. Bir yandan da hayatını yaşayamamış insanların yaşama tutunma, özgürleşme çabaları. Konu aslında iyi fakat tiyatro oyunu olduğundan detaylı işlenememiş. Ya da bana yeterli gelmedi. Tarzı sevenler beğenecektir ama abartıldığı kadar da verebildiğini düşünmüyorum..