Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Marx ve Oyuncak Bebek

Maryam Madjidi

En Eski Marx ve Oyuncak Bebek Sözleri ve Alıntıları

En Eski Marx ve Oyuncak Bebek sözleri ve alıntılarını, en eski Marx ve Oyuncak Bebek kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir adam oturuyor, tek başına, bir hücrede. Bir elinde taş, diğerinde bir dikiş iğnesi. İğnenin ucuyla taşı oyuyor. Bir adı kazıyor. Her gün, taşı yontarak bu adı kazıyor. Hapiste aklını kaçırmasını önlüyor bu. O ad Maryam. Henüz doğmuş ve onun yanında olamayışını gidersin diye, günün birinde verebilmek umuduyla adam ona bir hediye yapıyor. Bu taşı hapishanenin avlusunda bulmuş, küçük bir dikiş iğnesi çalmayı da başarmış. Yalnızca birkaç günlük olan ve önünde koca bir yaşam bulunan bu bebeğe onu düşündüğünü söyleme biçimi bu.
Sayfa 15
Bugün benim doğu günüm. Beş yaşındayım. Krema kaplı büyük bir pasta duruyor masanın üstünde. Bir kişi eksik: dayım. Adı Saman. doğum günümde bana hep bir çiçek hediye eder, tek bir çiçek, adı ''Gole Maryam''. Bu bizim adetimiz haline geldi: her doğum günü kutlamasında bir Gole Maryam. Kokusuna bayılıyorum. Bu kez, dayım yok. Gelmeyecek. Beşinci yaşımın kutlaması için Gole Maryam olmayacak..
Reklam
İlk yıl hücremi İran'da entelektüel çevrelerce yazıları takip edilen idealist önemli bir gazeteciyle paylaştım. Hücremi onunla paylaştığım için müthiş gurur duyuyordum. Ama bu ünlü direnişçinin tuhaf bir saplantısı vardı: Her sabah televizyonda aynı çizgi filmi izliyordu. Çizgi filmde olağanüstü bir yan yoktu, sayısız yapımdan biriydi. Gazeteci her sabah sarsılmaz bir gayret ve dikkatle onu izliyordu. Bütün bölümleri takip ediyordu, dünyada hiçbir şey küçük kız Nuşabe'nin -çizgi filmin adı buydu- serüvenlerini kaçırmaktan onu alıkoyamazdı. Bir gün, daha fazla dayanamayarak, ona bu çizgi filmi neden her gün izlediğini sordum. Onun gibi tanınmış, idealist ve politik düşünceleri yüzünden hapsedilmiş bir gazetecinin bu aptal çizgi filmle ilgilenebilmesinin beni şaşırttığını, açıkçası endişelendirdiğini, çünkü bu saplantıyı bir tür gerileme olarak değerlendirdiğimi söyledim. Adam başını kaldırıp bakışlarını üzerime dikti. Gülümsedi. Yavaşça yanıtladı sorumu: -O aptal bir çizgi film değil ve benim de gerilediğim yok, merak etme. Nuşabe karakterini görüyor musun? O çizgi filmde konuşan küçük şişe var ya, işte o benin eşimin sesi. -Eşinin sesi mi? -Eşim seslendirme sanatçısı. Bu karakteri seslendiriyor, ben de her sabah onun sesini dinliyorum. Hücreme dönüp küçük defterime unutmamak için ''Nuşabe'yi yazdım.
"Annem benim yaşamımı taşıyor ama ölüm kamburu çıkmış bir halde,kıs kıs gülerek çevresinde dans ediyor ;kadidi çıkmış uzun kolları çocuğunu çekip almak istiyor ;dişsiz ağzı genç kadını yutmak için yaklaşıyor......"
Sayfa 17 - Profil KitapKitabı okudu
"Ben düşüyorum ve sen boşlukta asılı bu karında beni terk ediyorsun... Beni kendinden dışarı atıyorsun....İlke terk edilişim.....İlk gönül yaram.... Kanatsız melek,çılgın sorumsuzum,tatlı katilim;tam o an içimde önümdeki yaşamın tüm sıkıntılarının kök salacağı bir delik açtın.... Düşüyorsun ve ben mezara dönüşen karnında bir anda ölüyorum......"
Sayfa 18 - Profil KitapKitabı okudu
"Ömrümü öyküler biriktirerek geçirmek isterdim....Güzel öyküler....Onları bir çantaya koyar,yanımda götürürdüm....Sonra,zamanı geldiğinde,bakışta canlanacak sihri görmek için,dikkatli bir kulağa sunardım onları.....Tüm varlıkların kulaklarına öyküler eklemek isterdim....O öykülerden,eksik,olmayan çiçeklerin,hediye edilmiş olması gerekirken edilmemiş tüm Gole Maryam 'ların yerine,mis kokulu çiçekler çıksın istiyorum......"
Sayfa 30 - Profil KitapKitabı okudu
Reklam
"Yaşamımın sonuna dek şu üç sözcüğü tekrarlayan o zavallı annenin mırıldanışını hala duyuyorum : plastik bir sandalet....Her biri kendi sözcüğünü,acı sözcüğünü,işkence sözcüğünü,haksızlık sözcüğünü tekrarlayan tüm annelerin mırıldanışını duyuyorum......."
Sayfa 33 - Profil KitapKitabı okudu
"Yazarak ölüleri mezardan çıkarıyorum...Bu mudur öyleyse benim yazarlığım ? Tersten mezar kazma işi....Benim de bazen midem bulanıyor,boğazımda ve karnımda hissediyorum bulantıyı.....Lanetliler mezarlığına benzeyen geniş ve sessiz bir düzlükte dolaşarak anıları,anektodları,acı yüklü ya da yürek sızlatan öyküleri mezardan çıkarıyorum....Bazen çok kötü kokuyorlar.....Ölümün ve geçmişin kokusu siner....Bana gözlerini dikmiş ve öykülerini anlatmak için yalvaran bu ölülerin arasında buluyorum kendimi.....Yıllarca her gece ter içinde uyanan babama olduğu gibi ,bana da musallat olacaklar.....Görünmeden adımlarımı izliyorlar.....Bazen yolda aniden arkama dönüyor ve yok olmuş ağızlar görüyorum....."
Sayfa 37 - Profil KitapKitabı okudu
"Ölüm bacak bacak üstüne atmış,Tahran'a abanan Alborz Dağları'nın üzerinde oturuyor....
Sayfa 41 - Profil KitapKitabı okudu
"Çalışma masanın üzerinde bir tornavida bir kaligrafi fırçasının yanı başındaydı ve bir araya gelmiş bu iki nesne ,kendisinin dile getirebileceği her hangi bir itiraftan fazlasını anlatıyordu....."
Sayfa 55 - Profil KitapKitabı okudu
45 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.