Bir gün, bir korkuluğa şöyle dedim: “Tarlanda böyle tek başına durmaktan yorulmaz mısın?”
Dedi ki bana: “Korkutmanın hazzı öyle derin,öyle süreklidir ki, asla yorulmam.”
Ayrıca deliliğim bana özgürlük ve güvende oluş bahşetti -yalnız kalma özgürlüğü ve anlaşılmak karşısında güvende oluş; çünkü bizi anlayanlar içimizde bir şeylere zincir vurur.
“İdrak edilmenin olgunluğa ulaşmaktan ibaret olduğunu
Senin gözlerinde okudum.
Yenilgi, yenilgim, gözü pek yoldaşım benim, Şarkılarımı, ağlayışlarımı ve suskunluğumu duyacaksın,
Bana çırpılan kanatlardan,”
Kayalıkları sarmış çelimsiz otların bulunduğu bir yere ulaştığımızda, kafasını kuma gömmüş bir adam gördük. Ruhuma dönerek “ Burada
yıkanabiliriz, bizi asla gözemez” dedim.
“Hayır,” dedi ruhum, “bu adam içlerinde en ölümcül olanı. Bağnaz çünkü.”
Ayrıca deliliğim bana özgürlük ve güvende oluş bahşetti. -yalnız kalma özgürlüğü ve anlaşılmak karşısında güvende oluş; çünkü bizi anlayanlar, içimizde bir şeylere zincir vurur.
Fakat güvende oluşumdan dolayı kendimle duyduğum gurur öyle çok da aşırı değil. Hapishanedeki bir hırsız bile diğer hırsızlardan daha güvendedir.
Bir zamanlar bir vadi dolusu iğneye sahip bir adam yaşarmış. Bir gün İsa’nın annesi bu adamın yanına gelerek şöyle demiş: ‘Arkadaşım, oğlumun giysisi parçalandı ve tapınağa gitmeden önce dikilmesi gerek. Bana bir iğne verebilir misin?’ Ancak adam, ona bir iğne vermek yerine, tapınağa gitmeden önce oğluna aktarması için vermek ve almak ile ilgili nutuk çekmiş.
Deliliğim bana özgürlük ve güvende oluş bahşetti - yalnız kalma özgürlüğü ve anlaşılmak karşısında güvende oluş; çünkü bizi anlayanlar, içimizde bir şeylere zincir vurur.