Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Medeniyetler Diyaloğu

Roger Garaudy

En Yeni Medeniyetler Diyaloğu Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Medeniyetler Diyaloğu sözleri ve alıntılarını, en yeni Medeniyetler Diyaloğu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne var ki şimdiki Batı toplumlarımızın "gelişme" adını verdikleri şey, çok daha dar, tek yanlı, sırf ekonomiye dayalı kriterlere göre tarif ediliyor: İnsani bir projeye veya bir hayat kalitesine bağlı olmaksızın üretim ve tüketimin miktar olarak büyümesi... İşte günümüzde toplumlar ve halklar, bir "gayri sâfi milli hâsıla " ya indirgenen böylesi kriterlere göre, kıyaslanıyor ve sıralamaya tabi tutuluyor.
Batı diye adlandırılan medeniyet, doğuşunu Mezopotamya ve Mısır'a, yani Asya ve Afrika'ya borçludur.
Reklam
Bir medeniyet ki: - İnsanı çalışmaya ve tüketmeye indirgeyen, - ruhu zekaya indirgeyen, - sonsuzluğu miktara indirgeyen ... bu üç postulata dayanır, böylesi bir medeniyet intihar etmek için hazırlığını yapmıştır... ... Böylesine tek boyutlu bir anlayışta ruh sırf zekaya indirgenir. ORADA NE AŞKA YER VARDIR, NE DİNE, NE DE ŞİİRE
....Çinli şöyle yazıyordu: 'Niçin onlar küçük ve kuvvetli de, bizler büyükken zayıfız? Barbarlardan tek bir şey öğrenmemiz lazım: Sağlam gemiler ve etkili toplar.'
1100 yılı civarında yaşayan Ömer Hayyam, Descartes'in kendisinden 5 asır sonra kullanacağı aynı yöntemi kullanarak 3 dereceli denklemleri çözmeyi başarmış ve böylece analitik geometrinin temellerini atmıştı.
İnsan, her çeşit sosyal faaliyetin gayesidir. İnsan, yani her insan... Bu ise her türlü ırk, sınıf veya cinsiyet ayrımcılığını reddeder.
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
Afrikalı Bubu Hama: "Şimdiye kadar iki adam tanıdık: Ya eski Hint'inki gibi maneviyatçı, ya da Batı'nınteknik medeniyetinin insanı gibi maddiyatçı... Acaba Afrika bilgelikleri, bu madde becerisi ile bu ruh kültürü arasında bir sentez gerçekleştirebilir mi?
Kendimiz neden kurtarmak? Sefaletten hiç kuşkusuz, ama bolluktan ve doygunluktan da... Yeni ihtiyaçların ve onları karşılamakta her zaman yetersiz kalan araçların sonu gelmez bir şekilde ortaya çıkarılması demek olan şu rüzgârın peşi sıra koşmaktan da...
Çeşitli Hristiyan kiliseleri ve partiler, mutlak bilgiye tek kendilerinin sahip olduklarına ve kitlelere bunu "dışardan" ve "yukardan" lütfedip bilgilendirme yetkisiyle donanmış bulunduklarına inandıkları müddetçe koyu tutucular olarak kalırlar. Tutuculuğun tam tarifi de zaten budur.
Gandi: "Medeniyet ihtiyaçları çoğaltmak değil, tersine bilinçli olarak ve isteyerek sınırlandırmak olsa gerek... Sınırsız sayıda ihtiyaç yaratmaya yönelip de, o ihtiyaçları karşılama zorunda kalmak, rüzgârı kovalamaktan başka bir şey değil..."
Reklam
Arjuna cevap verir: "Bir katliamın ardından kral olmaktansa, derhal ölmeyi yeğlerim; kardeşlerimi, amcalarımı, babamı öldürdüğüm zaman artık hayatın benim için bir anlamı kalmaz."
1899'da Madagaskar'da, Fransız işgalinin resmi yönetmeliği, eğitimin gayesini şöyle belirliyordu: "Genç Malagaşları Fransa'nın sâdık ve itaatkâr vatandaşları yapmak ve oradaki Fransız yerleşimcilerin ve sömürgenin çeşitli kamu hizmetlerinin ihtiyacını karşılamak maksadıyla onlara bir sanat, tarım ve ticaret eğitimi vermek." Bakın, işte hiç değilse dobra dobra söyleniyor!
93 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.