Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Melankolinin Anatomisi - IV

Robert Burton

Melankolinin Anatomisi - IV Gönderileri

Melankolinin Anatomisi - IV kitaplarını, Melankolinin Anatomisi - IV sözleri ve alıntılarını, Melankolinin Anatomisi - IV yazarlarını, Melankolinin Anatomisi - IV yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkler, adını is kadar kara olan meyvesinden alan (tıpkı Lakedemonia'da sıklıkla tüketilen o siyah içkiye benzer, hatta muhtemelen onun ta kendisidir) kahve diye bir içecek tüketirler (zira şarabı ağızlarına sürmezler); azar azar yudumlarlar ve dayanabilecekleri kadar sıcak içerler, bizim birahanelerimize benzeyen kahvehanelerde çokça zaman geçirirler, vakit öldürmek ve birlikte gülüp eğlenmek maksadıyla buralarda oturup kahve eşliğinde sohbet ederler, zira kahve içmenin sindirime yardımcı olduğunu ve insana zindelik verdiğini yaşayarak öğrenmişlerdir. Bazı Türkler ise bu faydaları görmek için afyona başvururlar.
Sayfa 483
Curas edaces dissipat Evius.* *(Lat.) Şarap tanrısı, yüreği yiyip bitiren dertleri uzaklaştırır. Hor. lib. 2, od. 11.
Sayfa 477
Reklam
Melankoli
Kısacası, insanlardan darbe yedikleri kadar merhamet de görürler, kimileri bunu kıskanılmaya yeğ tutarlar; buna göre, neşeli olmaktansa üzgün olmak, quam sapere et ringi, akıllı, hikmetli olup sıkıntı içinde sürünmektense akılsız ve huzurlu yaşamak, mutlu hissetmektense izdirapla dolmak çok daha iyidir: En tepedeki aşırılıktan ziyade en dipteki aşırılığı yaşamak daha münasiptir.
Sayfa 403
Fide et diffide* *(Lat.) Hem güvenin hem şüphe edin. Camerar. Emb. 55, cent. 2. Cave cui credas, vel nemini fidas. Epikharmos.
Sayfa 397
Olsun, içiniz rahat olsun, bunların hepsi gelip geçicidir; nasıl ki bir keder başka bir kederle silinip gidiyorsa, bir duygunun yerini başka bir duygu alıyorsa, bir bulutu başka bir bulut sürükleyip götürüyorsa, bir söylentiyi de başka bir söylenti unutturur, zira kulağımıza her gün yeni bir havadis çalınıyor;
Sayfa 388
Reklam
Improbitas nullo flectitur obsequio* *(Lat.) Kötülük asla kendinden ödün vermez.
Sayfa 385
vincit qui patitur* *(Lat.) Dayanan mutlaka kazanır. Apud Christianos non qui patitur, sed qui facit injuriam miser est. Leo, Ser.
Sayfa 383
Bilge Süleyman'ın dediği gibi, "Yarışı hızlı koşanlar, savaşı yiğitler, ekmeği bilgeler, serveti akıllılar, beğeniyi bilgililer kazanmaz. Ama zaman ve şans hepsinin önüne çıkar," her şey tesadüftür, hatta bazen manasız bir tesadüftür.
Sayfa 373
"Öldüğüm için neden ağlayıp sızlıyorsun? Şimdi senden daha mutlu olduğum halde neden bana zavallı diyerek acıyorsun? Nasıl bir talihsizlik gelmiş ki başıma? Senin gibi kel, kambur, yaşlı, dermansız günler yaşamadığım için mi bahtsız sayıyorsun beni? Söyle, ne kaybetmişim? Neşe dolu kahkahalardan, süslü kıyafetlerden, müziklerden, şarkılardan, danslardan, öpücüklerden, kalabalık cümbüşlerden, thalami lubentias vs, mahrum kalmışsam da ne olmuş yani? Yemek yemektense hiç açlık çekmemek çok daha iyi değil midir? Ya da susuzluğu gidermek için içmektense hiç susamamak? Isınmak için üst üste kıyafet giymektense hiç üşümemek? Senin başına dert saran hastalıklardan, sıtma nöbetlerinden, gailelerden, endişelerden, şerden, aşktan, tamahkârlıktan, nefretten, hasetten, kötülükten artık kurtulduğum için, senin ödünü koparan hırsızlardan, zalimlerden, düşmanlardan benim bundan böyle korkmama gerek kalmadığı için sevinmen lazım aslında."
Sayfa 358
57 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.