Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Melekler de Ölür

İlhami Sidar

Melekler de Ölür Gönderileri

Melekler de Ölür kitaplarını, Melekler de Ölür sözleri ve alıntılarını, Melekler de Ölür yazarlarını, Melekler de Ölür yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Feleğin dönüşü göğün mavi bahtından Yeniden gösterince newrozu Şehirlilerin ve Sipahileri hepsi O kutlu geleneğe uydu
Sayfa 144 - İthaki Yayınları -1.Baskı-2015
Böyle gürbüz bir ayrılık Olsun istememiştim Şimdi uzaklarda Kimbilir nerdesin
Sayfa 78 - İthaki Yayınları -1.Baskı-2015
Reklam
Tenin Bir asma dalı gibi Sarmaşıklandığında tenime Gülümseyişin Gül tomurcuklar gözlerimde
Sayfa 77 - İthaki Yayınları -1.Baskı-2015
Görüyorum Öksüzlüğünü çocuk gülüşlerinin Nasırlarında çiçek açmış Bedenin yoksunluğu Rüzgârın ıslıkları Düşlerini ayaza savurduğunda Hüznün deki cesareti görüyorum Günün kahreden bakışları altında Dört yanını sarıyor Alevlerin korlu gülleri Gölgeleri arasında kayboluyor kentlerin Gizli bir pınar gibi İncilerini yüreğine sedefle Dilsiz ve derinden Sessizliğin türküsünü söyle Akarken pusulasız yollara Dönüp bir bak ardına Saklambaç çınarına Hangi su can verecek fidanlarına
Sayfa 20 - İthaki Yayınları -1.Baskı-2015
“Ahh ! sen olmasan , sen olmasan ne çekilmez olur bu hayat !
Sayfa 39 - İthaki Yayınları -1.Baskı-2015
Orda Göbeği çatlıyor şiirin Söylemeye varmıyor dilimiz.
Reklam
Güneşin saçları tutuşuyor penceremde saatler "sen yoksun" u gösteriyor Tenine düşen yıldızları sayıyorum İnatçı suskunlukta Ay küçümen Sen kocaman
Bir çiğ tanesi olup düşsen yaprağıma Dokunuşlarının yağmasına sunsam bedenimi Kaplasan diyorum tenimi Akşamlarım Ilgıt nefesinle doldursa yelkenlerini Bilsen ne vurgulu şimdi Şehrin en tenha yerinde
Güneşin saçları tutuşuyor penceremde saatler "sen yoksun" u gösteriyor Tenine düşen yıldızları sayıyorum İnatçı suskunlukta Ay küçümen Sen kocaman
Babamdı! Dudakları bir küfür nöbetin de çarpılıp duruyordu. Oydu! Yüzünü gözünü betimleyemediğim... Cisimsiz bir siluetten ibaretti. Tensiz ve tinsiz... Öylece,kıpırtısızdım. Ne yapacağımı bilemiyordum . Gözlerim anlamsız , boşluğu kesip duruyordu . Sonra... Sonra apansız devindim.
Reklam
O titreyen ses Korunun nakarat vokalinde Kırılıp giden yol Yol muydu peşim sıra Peşim sıra diktiğim fidanları koparan Heyhat Ne denli ölü kokuyordu çukurlar Ne şendi ölü toplayıcılar
Görüyorum Öksüzlüğünü çocuk gülüşlerinin Nasırlarında çiçek açmış Bedenin yoksunluğu Rüzgârın ıslıkları Düşlerini ayaza savurduğunda Hüznün deki cesareti görüyorum Günün kahreden bakışları altında Dört yanını sarıyor Alevlerin korlu gülleri Gölgeleri arasında kayboluyor kentlerin Gizli bir pınar gibi İncilerini yüreğine sedefle Dilsiz ve derinden Sessizliğin türküsünü söyle Akarken pusulasız yollara Dönüp bir bak ardına Saklambaç çınarına Hangi su can verecek fidanlarına
Ah, konar kalkar bir kelebek peşinde koşarken saçları rüzgârda uçuşan o maral kızlar; Hazal, Firyaz,Sakine ,bütün umutları şimdi bir avuç külden başka neydi ?
Lacivert gökyüzü! Yukarıda asılı portakal dilimli avize ! Uyku sisleri ağır ağır çöküyor. Zaman durdurulamaz akışta: Tik tak! Tik tak! Tik tak !
Bir savaşçı ölüme değil , yaşama tutkundur çok . Ama ölümle okadar iç içedir ki ,bir cekirdek köklenir içinde o , yaşamda öyle ...
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.